İstanbul gençleşiyor mu yaşlanıyor mu

Son 10 yılda dikkat çekici bir değişimin yaşandığı ve geleceğin Türkiye’sine olan büyük etkisi nedeniyle İstanbul’daki nüfus hareketliliği gerek siyasilerin gerek iş dünyası temsilcilerinin yakından takip ettiği bir konudur. Günlük giriş çıkışlarıyla 20 milyon insanı barındıran İstanbul hem siyasi hem kültürel hem tarihi hem ekonomik hareketliliğiyle Türkiye’nin tartışmasız en önemli belki de tek şehridir. Tarihçilere “Dünya tek bir ülke olsaydı başkenti kesinlikle İstanbul olurdu” dedirtecek kadar

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Son 10 yılda dikkat çekici bir değişimin yaşandığı ve geleceğin Türkiye’sine olan büyük etkisi nedeniyle İstanbul’daki nüfus hareketliliği gerek siyasilerin gerek iş dünyası temsilcilerinin yakından takip ettiği bir konudur.

Günlük giriş çıkışlarıyla 20 milyon insanı barındıran İstanbul hem siyasi hem kültürel hem tarihi hem ekonomik hareketliliğiyle Türkiye’nin tartışmasız en önemli belki de tek şehridir.

Tarihçilere “Dünya tek bir ülke olsaydı başkenti kesinlikle İstanbul olurdu” dedirtecek kadar önemlidir.


**


İstanbul’un nüfus yapısı ve yoğunluğu, son on yılda yaşanan demografik değişimlerle bugünkü şeklini almış.

Merkez ilçelerde nüfus her geçen yıl azalırken, çevre ilçelerde ise dikkat çekici bir artış yaşanmış.

Son on yılda, Fatih yüzde 16,4 oranında (69.850 kişi) nüfus kaybıyla en fazla nüfus azalışı yaşayan ilçe.

Beşiktaş, Beyoğlu ve Kadıköy gibi ilçelerde nüfus yaklaşık yüzde 10 oranında azalmış.

1990’lar ve 2000’lerin başında yoğun göç almış olan Bahçelievler, Bağcılar, Esenler, Güngören ve Gaziosmanpaşa ilçeleri 2010’ların sonrasında nüfus azalma eğilimine girmiş.

Buna karşılık, Beylikdüzü, Sancaktepe, Esenyurt, Arnavutköy, Başakşehir ve Şile’de nüfus yüzde 50’nin üzerinde artmış.

Esenyurt, nüfusunu 350 binden fazla artırarak İstanbul’un en kalabalık ilçesi hâline gelmiş.

Sancaktepe, Beylikdüzü ve Başakşehir ilçelerinde nüfus 150 binin üzerinde artış göstermiş.


**


İstanbul nüfusunun azalması yalnızca geriye göçle açıklanmıyor.

Doğum oranlarındaki genel düşüş bu durumu önemli ölçüde etkiliyor.

2014 yılında 1,89 olan doğurganlık hızı, 2023 itibarıyla 1,2 seviyesine kadar düşmüş.

Bu eğilim yalnızca İstanbul’a özgü değil, Türkiye genelinde de benzer bir tablo gözleniyor.

Bu düşüşün temel nedenleri arasında yükseköğretimdeki genişleme, kadınların iş gücüne katılımının artması, evlenme yaşının yükselmesi ve son yıllarda yaşanan ekonomik zorluklar sayılabilir.

Sultanbeyli, Esenyurt, Sancaktepe ve Sultangazi de doğurganlık oranı 45’in üzerinde iken Beşiktaş, Kadıköy, Şişli ve Bakırköy’de bu oran 25’in altında.

Arnavutköy, Sultanbeyli, Esenyurt, Sancaktepe, Sultangazi ve Başakşehir, çocuk ve genç nüfus oranı oldukça yüksek olan, şehrin en genç demografiye sahip ilçeleri.

Buna karşılık Adalar, Kadıköy, Beşiktaş, Şile ve Bakırköy ise yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu ilçeler. Bu ilçelerde yaşlı nüfus oranı yüzde 15’in üzerinde.


**


Son 10 yılda, İstanbul’da X kuşağının payı yüzde 18,7’den yüzde 12’ye gerilemiş, Z kuşağının ise yüzde 23’ten yüzde 34,8’e yükselmiş.

0-25 yaş aralığının (Z kuşağının) İstanbul nüfusu içindeki payı, ilçeler bazında değerlendirildiğinde dikkat çekici bir tablo ortaya çıkıyor.

Sultanbeyli ve Arnavutköy’de, neredeyse her iki kişiden biri Z kuşağına mensup.

Başakşehir, Esenyurt, Sultangazi, Sancaktepe, Bağcılar ve Esenler gibi ilçelerde Z kuşağının payı ilçe nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor.

Z kuşağındaki bu dikkat çekici artış, İstanbul’un demografik yapısında bir dönüşüm yaşandığını işaret etmektedir.

Bu dönüşüm, İstanbulluların ekonomik, sosyal ve kültürel taleplerinin de hızla değişmesine neden olmaktadır.

Bu değişim süreci, İstanbul’daki politikaların daha yenilikçi bir perspektifle planlanmasını gerektirebilir.

İstanbul’un demografik yapısına ilişkin veriler, şehrin karşı karşıya olduğu fırsatları ve zorlukları açıkça ortaya koymaktadır.

Nüfusun belirli ilçelerde aşırı yoğunlaşması, altyapı ve kamu hizmetleri üzerinde baskı oluştururken, bazı çeper ilçelerdeki hızlı nüfus artışı ve dinamik demografik yapı, kentsel planlama açısından yeni fırsatlar sunuyor.

Doğurganlık oranlarındaki düşüş ve yaşlanma eğilimi, yalnızca İstanbul’a özgü bir durum olmamakla birlikte, sosyal politikaların yeniden şekillendirilmesini gerektiren önemli bir dönüşümün habercisi.

Kuşaklar arası nüfus oranının dönüşümü de İstanbul’un gelecekteki ekonomik, sosyal ve kültürel taleplerini belirlemede kritik bir rol oynayacağı açık.

Kaynak; İlke Vakfı’na bağlı Toplumsal Düşünce ve Araştırma Merkezi (TODAM) tarafından hazırlanan İstanbul 39: İlçelerin Sosyoekonomik Görünümü raporu.

Yukarıda araştırma sonuçlarıyla yapılan değerlendirmelerin yer aldığı raporu ayrıntılı incelemek isteyenler bu adresten ulaşabilirler; https://ilke.org.tr/files/netstk/50/web/115/4873/dosyalar/istanbul39.pdf

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dördüncü dalgadan sonrası karanlık 16 Nisan 2025 | 114 Okunma İstanbul gençleşiyor mu yaşlanıyor mu 13 Nisan 2025 | 56 Okunma Trump’ın vergileri hangi sektörleri nasıl etkileyecek 09 Nisan 2025 | 94 Okunma Yanlış kadın doğru adam olmaz 06 Nisan 2025 | 239 Okunma Erteleme alışkanlığı 02 Nisan 2025 | 99 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu