İstanbul obez insan gibi
Sosyoekonomik, kültürel ve mekânsal açıdan büyük farklılıklar barındıran kentleşme ve göç hareketleri ile sürekli sağlıksız büyüyen İstanbul, 39 ilçesi ve 15 milyonu aşan nüfusuyla Türkiye’nin en dinamik ve karmaşık şehirlerinden biri. Günlük girişlerle 20 milyon nüfusu bulan dünyanın en güzel şehri İstanbul giderek yönetilemez hale geliyor. Ekonomi eğitim, hukuk ve toplumsal meseleler üzerine araştırmalar yapan İlim Kültür ve Eğitim Vakfı İLKE Vakfı’nın kuruluşu olan Toplumsal Düşünce ve Araştırma
Sosyoekonomik, kültürel ve mekânsal açıdan büyük farklılıklar barındıran kentleşme ve göç hareketleri ile sürekli sağlıksız büyüyen İstanbul, 39 ilçesi ve 15 milyonu aşan nüfusuyla Türkiye’nin en dinamik ve karmaşık şehirlerinden biri.
Günlük girişlerle 20 milyon nüfusu bulan dünyanın en güzel şehri İstanbul giderek yönetilemez hale geliyor.
Ekonomi eğitim, hukuk ve toplumsal meseleler üzerine araştırmalar yapan İlim Kültür ve Eğitim Vakfı İLKE Vakfı’nın kuruluşu olan Toplumsal Düşünce ve Araştırma Merkezi (TODAM) tarafından hazırlanan İstanbul 39: İlçelerin Sosyoekonomik Görünümü rapor, İstanbul’un ilçelerindeki sosyoekonomik farklılıkları detaylı bir şekilde analiz etmiş.
Daha doğrusu sağlıksız ve dengesiz büyümenin fotoğrafını çekmiş.
Raporun altında emekleri olan TODAM Direktörü Prof. Dr. Ramazan Tiyek, Araştırmacı Enes Koru ve yayın ekibine teşekkür ederiz.
**
Raporun nüfus yoğunluğu ile ilgili olan kısmına bakarsak durum şöyle;
“İstanbul’un toplam nüfusu 2023 itibariyle 15 Milyon 655.924.
Nüfusun yüzde 64,1’i Avrupa yakasında, yüzde 35,9’u Asya yakasında yaşıyor. Trakya tarafında yer alan Esenyurt, bir milyona yaklaşan nüfusu (978.007) ile İstanbul’un en kalabalık ilçesi.
Esenyurt’un yanı sıra Avrupa yakasında Bağcılar ve Küçükçekmece, Anadolu yakasında Pendik ve Ümraniye ilçeleri 700 binin üzerinde nüfusa sahip.
Bu beş ilçe, İstanbul genelindeki toplam nüfusun yüzde 25,3’ünü oluşturuyor.
Bu durum, söz konusu ilçelerin altyapı, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetler açısından büyük bir yük taşıdığını gösteriyor.
Kalabalık nüfus ilçelerdeki asayiş sorununu da öne çıkarıyor
Ayrıca İstanbul’un 39 ilçesi arasında nüfusun bu kadar dar bir alanda yoğunlaşması, şehirleşmenin dengeli olmadığının göstergesi.”
Yani İstanbul bugün aşırı yemek tüketerek vücudunu orantısız büyüten obez insan gibi.
**
“Öte yandan, kendine özgü coğrafi özellikleri nedeniyle ilçe statüsünde olan Adalar, 16 bin 325, Şile (48.537) ve Çatalca (80.007) en düşük nüfusa sahip ilçeler arasında yer alıyor.
İstanbul’un merkezinde yer alan en düşük nüfusa sahip diğer ilçeler Beşiktaş, Beyoğlu ve Bakırköy. Bu ilçelerin her birinde yaklaşık 200 bin kişilik nüfus bulunuyor.”
**
“İstanbul’da nüfusun dengesiz dağılımı, aynı zamanda alansal ve mekânsal yoğunluklar da oluşturuyor.
Gaziosmanpaşa ve Güngören kilometrekare başına yaklaşık 40 bin kişiyle İstanbul’un en yoğun ilçeleri.
Benzer şekilde, Bahçelievler, Bağcılar, Bayrampaşa ve Kağıthane’de kilometrekare başına düşen kişi sayısı yaklaşık 30 bin civarında.
Buna karşın Sarıyer, Beykoz ve Eyüp sultan gibi yüz ölçümü büyük ilçeler ile Silivri, Çatalca ve Şile gibi çeper ilçelerde bu oran 2.000’in altına düşüyor. İstanbul’un merkez ve merkeze komşu ilçelerinde nüfus azalırken, çeper ilçelerinin nüfusu hızla artıyor.
Son on yılda Beylikdüzü, Sancaktepe, Esenyurt, Arnavutköy, Başakşehir ve Şile’de nüfus yüzde 50’nin üzerinde artmış.
Nüfusu en fazla azalan ilçe Fatih (yüzde 16,4) iken Beşiktaş, Beyoğlu ve Kadıköy gibi merkez ilçelerde de nüfus yaklaşık yüzde 10 oranında azalmış.”
İstanbul’da genç nüfusun çok olması da yaşlı nüfusun artması da ciddi sosyoekonomik problemlerin artması demektir.
**
“İstanbul’un 90 mahallesinde, km2 başına düşen nüfus yoğunluğu 50 binin üzerinde.
Özellikle Esenler ve Esenyurt’ta 10’ar mahalle, Bağcılar, Fatih ve Zeytinburnu’nda 8’er mahalle, Kağıthane’de ise 7 mahalle aşırı nüfus yoğunluğuna sahip.
İstanbul’un birçok ilçesinde kentleşme ve nüfus doygunluk seviyesine ulaşmış.
2013 yılında yalnızca 8 ilçede nüfus artışı kaydedilmiş.
İstanbul’daki nüfus artışının ağırlıklı olarak Şile, Silivri, Çatalca ve Arnavutköy gibi ilçelerde gerçekleşeceği öngörülüyor.
Arnavutköy, Sultanbeyli, Esenyurt, Sancaktepe, Sultangazi ve Başakşehir, çocuk ve genç nüfus oranı oldukça yüksek olan, şehrin en genç demografiye sahip ilçeleri. Bu ilçelerde yaşlı nüfus oranı İstanbul’un en düşük seviyesinde iken çocuk nüfus oranı yüzde 25’in üzerinde.
Adalar, Kadıköy, Beşiktaş, Şile ve Bakırköy, yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu ilçeler.
Bu ilçelerde yaşlı nüfus oranı yüzde 15’in üzerinde ve özellikle Adalar ve Kadıköy’de yaşlı nüfus yüzde 20’nin üzerine çıkmış.”
Raporun sonunda aklımıza takılan en önemli soru şu olmalı;
İstanbul’un obez insan gibi dengesiz büyümesinin bedelini kim ödeyecek?
Ülkenin tamamı.