Türk öğün çalış…
Devamını biliyorsunuz mutlaka; “Güven…”Ankara'ya yolu düşenler ya da Ankaralılar zaten Güvenpark'ta yazılı bu cümleyi hepinizden önce öğrenir muhtemelen.Atatürk'e ait cümlenin, bir yoruma göre Balkan...
Devamını biliyorsunuz mutlaka; “Güven…”
Ankara'ya yolu düşenler ya da Ankaralılar zaten Güvenpark'ta yazılı bu cümleyi hepinizden önce öğrenir muhtemelen.
Atatürk'e ait cümlenin, bir yoruma göre Balkan faciası, ardından Cihan Harbi'ndeki yenilgi ve zar zor dişle tırnakla kazanılan İstiklâl Harbi'nin ardından çok yorgun çok fakir çok da ümit sahibi olmayan bir millete yönelik olarak söylendiği düşünülür.
Millete seslenirken kendisine güvenmesini hatta öğünmesini bunun yanında çalışmasını sonunda da güven duymasını istiyor.
Aradan onca yıl geçti.
Öğün kelimesi yemekle ilişkili anlamıyla öne çıkarken beğeniyle ilgili hali övün oldu gitgide.
Kendiyle övünme konusunda yetenek ve potansiyeliyle ters orantılı pervasız yeni değişik bir kalabalık kitle oluştuğu en azından sosyal medya nedeniyle ortada.
Çalışkanlık konusunda Atatürk zamanından bugüne ne kadar yol alındı şüpheli. Hâlâ belli ki küçük bir yüzde gerçekten çalışıyor ve kalanlar da muhtemelen o çalışan küçük azınlık sayesinde durumu sadece idare ediyor.
Güven konusu ise muhtemelen en çok yol alınmış, başarılı olunmuş alan olmalıydı.
İnsanlar birbirine güveniyordu.
Yaşadıklarına, çevresine, kaderin kendine çizdiğine inandığı gelecek içindeki gidişata…
Bu bombalar patlarken ister istemez güven duygusunu zedeliyor en çok.
Kayıpların, şehitlerin verdiği hüzün yine bu güven duygusundaki kaybı gidermiyor. Belki rakamlar biriktikçe güven duygusunu aşındıran bir şey dönüşüyor.
Televizyonlarda bu toplumu yöneten insanları yetiştiren kadınların şu sıra en çok izlediği programların temel izlenme sebebi yine güvensizlik.
Programlar insanların birbirinden kuşku duymaları, birbirlerini gözetlemeleri ve düzenli olarak olup biten her şeyi söylenen her kelimeyi kötüye yormalarıyla merak uyandırıyor.