Ufuk çizgisini kaybetmeden
Valilik de açıkladı, mesai saati üç buçuğa çekildi.Okullar zaten tatildi.Kar yağmıştı İstanbul'a, daha önemli ne olabilirdi ki şu memleketimizde.Yazının erken yetişmesi gerekiyor şimdi, her...
Valilik de açıkladı, mesai saati üç buçuğa çekildi.
Okullar zaten tatildi.
Kar yağmıştı İstanbul'a, daha önemli ne olabilirdi ki şu memleketimizde.
Yazının erken yetişmesi gerekiyor şimdi, her zamankinden en az iki saat önce hem de.
Penceremden bozkır görünüyor bembeyaz. Dolar kafamı her çevirdiğimde yeniden yükselmiş oluyor. Ankaralı çocuklar kendi valilerine sosyal medyadan her türlü şirinliği büyük zekâ gösterisiyle sunmaya devam ediyor. Atılan twit sayısı yağan kar tanesini geçti geçecek.
Meclis'te Cumhurbaşkanlığı Sistemi için verilen Anayasa değişiklik teklifi Komisyondan sonra şimdi Genel Kurul'a iniyor.
Bu yeni bilgisayarda şapkalı harflerin yerini bulamıyorum, internetten alıp her seferinde 'kes-yapıştır'la ulaşıyor size harfler eğer şapka takacaklarsa.
Şapkalı şapkasız yan yana dizilip kelimeler, arka arkaya katarlar halinde cümleler, oradan paragraf ve nihayet kaç vuruşluk olacaksa sınırında bitmek zorunda kalan bir yazı.
Niye böyle dağınık her şey yazılar gibi acaba? Çünkü fikirler dağınık. Toparlamak için ne zaman oturup bir çerçeve çizmeye çalışsam yeniden dağılıyor bir saldırı bir açıklama bir operasyonla hepsi.
Kızılderililere ait miydi, “Ruhu yetişsin diye durup bekleyen” adamın hikâyesi… o Kızılderili'den farkımız yok bu sıra.
Bu kadar hız bu kadar karambol bu kadar dağınıklık içinde her beş yılda bir Ahmet Şık'ın gerçekten neden tutuklandığını mı merak edeceğim hakikaten? Ya da Musa Kart'ın bir karikatürist olarak gerçekten bir iddianameye ne kadar sığabileceğini? Veya Selim Temo yeni bir Kürt şairler antolojisi yazmaya şimdi daha fazla mı vakit bulacak KHK ile memuriyetine son verilince? Mazlum-Der Başkanlı'ğından sonra mazlum olunca kaderin cilvesi mi devletin bir oyunu mu diye bulmaca mı çözeceğim?
Fethi Sekin'in anasına yaktığı ağıdı dinlerken mi karışacak şimdi ona yakılan ağıtlar…