Yaz gazeteci yaz
Madem köşe yazarıyız, değil mi, biz de siyasetten kuşların yön bulma duygularına veya 2. Dünya Savaşı sonrası sanat akımlarından film kritiğine kadar her konuda yazabiliriz.Ben de yazabilirim.Bugün size...
Madem köşe yazarıyız, değil mi, biz de siyasetten kuşların yön bulma duygularına veya 2. Dünya Savaşı sonrası sanat akımlarından film kritiğine kadar her konuda yazabiliriz.
Ben de yazabilirim.
Bugün size gitmediğim ve gitmeyi hiç de düşünmediğim hangi filmin eleştirisini yapsam diye düşünüyordum ki bunun da matbuat tarihimizde şu günlerde aşılmış bir yeni buluş olduğunu esefle öğrendim.
İcadım elimde kaldı.
Neyse ki yazacak konu bulmakta zorlanılacak bir ülke değil burası.
Dünya hiç değil.
Amerikan başkanının kim olacağını belirlemek için belden aşağı vuruşlar yetmedi direk karaciğere çalışıyor taraflar, birbirlerinin üstüne FBİ falan atıyorlar, gözlerini çıkarıyorlar acımasızca elektronik postalar ve eski kasetlerle.
Ne yazsam ne yazsam diye düşünmeye ne hacet?
Sabah sabah Cumhuriyet gazetesinin basılma haberiyle uyanıyorsun be köşe yazarı, daha ne konu arıyorsun? Yaz işte meslektaşlarının ne kadar karanlık işleri olduğunu… zaten hep şüphe ettiğini… onca manşet binlerce haber yüzlerce köşe yazarı arşivini tara mahkum et şimdiden…
Taraf, Zaman, Cihan haber Ajansı zamanında ne yapıyordu da alkış tutmuyordun? Şimdi tersinden yine aynısını yapacaksın, hepsi bu. Zor değil… ha gayret. Ama dikkat et, “gidilmemiş film eleştirisi” icadın gibi patenti elinde patlamasın, maşallah bardaktan boşanırcasına yağıyor yapmak istediğin bu “şey”.
Taliplisi çok, hararetlisi pek fazla.
Hazır son zamanlarında gazetenin sorgulanacak zaten epey haberi manşeti velhasıl tutumu da vardı, o yüzden geç kalmış olabilirsin.
Senden önce başka gazeteciler, köşe yazarları velhasıl kendi de pek alem bu basın alemi çoktan savcıyı hakimi Yargıtay ve temyiz aşamalarını atlamış olabilir.