ABD’den haber var: Kılıçdaroğlu göreve
Sorulduğunda darbelere karşı olduğunu söyledi, defalarca. Hem öyle söylemekle kalmadı, celallendi, en hızlı darbe karşıtı olduğunu ispatlamak için olabilecek en çarpıcı meydan okumada bulundu: Darbe...
Sorulduğunda darbelere karşı olduğunu söyledi, defalarca. Hem öyle söylemekle kalmadı, celallendi, en hızlı darbe karşıtı olduğunu ispatlamak için olabilecek en çarpıcı meydan okumada bulundu: Darbe olursa tankın karşısına ilk ben çıkarım.
Tankın karşısına mı, üstüne mi çıkması gerekiyordu darbe karşıtı olmak için ama hep gördük ki, Kılıçdaroğlu Erdoğan’a karşı darbem var diyene her zaman partisini de, elindeki belgeleri de alıp desteğe koştu. Tankın üstüne veya karşısına değil direk namlusunun başına geçti.
15 Temmuz’da o tankın başındakilerle nasıl anlaşıp oradan ustaca sıvıştığını, geceyi müsait ve uygun bir yerde olayları büyük bir dikkatle izleyerek geçirdiğini biliyoruz. Yanlış olmasın CHP’li bazı vekiller o gece olayın başladığı saatten itibaren tavırlarını en net biçimde darbeye karşı koydular, Meclis çatısı altında milletle tam bir dayanışma içinde oldular. Ama Kılıçdaroğlu’nun darbeye karşı tavrı bir tuhaftı. O gece kendi milletvekillerinin bile karşı çıktığı bir darbeyi savunacak hali yoktu demek. Sonradan tam da darbe müteşebbislerinin istediği istikamette ortaya koyduğu siyasetle darbenin bir parçası olduğunu gösterdi.
17-25 Aralık'a kadar F Tipi yapılanmaya karşı iktidarı uyarıyordu, sert eleştiriler yapıyordu. Görünürde F Tipi yapılanmanın ne menem bir şey olduğunu çok iyi biliyordu. Ama o yapılanmanın 17-25 Aralık’ta giriştiği darbe teşebbüsünün en güçlü siyasi ayağı ve dayanağı olmaktan hiç çekinmedi. 17-25 Aralık’ta FETÖ’cü savcı ve polislerin kurdukları kumpaslarda kendisine yazılan rolü muhteşem bir performansla oynadı. Düne kadar devlet içinde yapılanmış habis bir ur olduğunu bizzat kendisinin söylediği FETÖ’cü yapılanmayla herkes, gerçekten de böyle olduklarına ikna olup onlarla mücadeleye başladığı anda o, onların şimdiye kadarki en açık, en sinsi hamlelerine destek vermeye başladı. O zamandan sonra FETÖ’nün siyasetteki bütün hamlelerinin yanında yer aldı.
15 Temmuz gecesi aslında Kılıçdaroğlu’na bir aydınlanma ve bu büyük günahından bir arınma, bir tövbe kapısı açtı. Muhtemelen kendi milletvekillerinin o geceki samimi duruşları ve milletin muhteşem cevabı karşısında bir süre farklı bir görüntü vermek zorunda kaldı. Ama kısa sürede fabrika ayarlarına döndü. Yine nerde Erdoğan’a karşı bir darbem var diyene partisini alıp koşma ayarına geri döndü.
Darbe sesleri bu sefer ABD’den geliyor. 17-25 Aralık’ta görülemeyen hesap Türkiye’yi yargılamak üzere orada açılıyor.