Ah Kudüs, nelere şahit oluyor?
Müslümanların her yıl idrak ettiği Ramazan ibadetlerinin en önemli yönlerinden biri insanı kendi bireysel sınırlarının ötesine taşıyan, kendi bireysel varlığını, kültürünü, tarihini...
Müslümanların her yıl idrak ettiği Ramazan ibadetlerinin en önemli yönlerinden biri insanı kendi bireysel sınırlarının ötesine taşıyan, kendi bireysel varlığını, kültürünü, tarihini, kavmini, sınıfsal aidiyetini ve coğrafi sınırlarını aşmaya sevk etmesidir.
Ramazan bu işlevini yerine getirirken onun akışına katılan her birey belki çok bilinçli, iradi bir yönelişe sahip olmayabilir, aksine çoğu insan Ramazan zamanının gelmesiyle, sadece kendilerine yazılmış rolü oynayarak kendilerini böyle bir aşma sürecine kaptırırlar.
Böylece normal hayatta yabancılaştıkları başka insanlara, fakirlere, yolda kalmışlara, diğer kavimlere, “bizden saymadıklarımıza”, aramıza şu veya bu yolla sınırlar koymuş olduklarımıza hatta bu dünyadan çoktan göçüp itmiş olanlara bir “selam” gönderirler. Bu selamı 30 gün boyunca bilerek ve isteyerek tercih ettikleri açlık ve susuzlukla, aç insanları, yoksulları, ıstırap içinde olanları hissederek, onlarla empati kurarak, olabilecek en fiili yolla gönderirler.
O yüzden Ramazan sadece Müslümanlar için değil, Müslümanlar eliyle bütün insanlar için bir rahmet ve bereket iklimi getirir beraberinde....