AKPM’nin Türkiye siyaseti
vrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Türkiye'ye ilişkin aldığı karar en hafif ifadesiyle, tarafgir ve siyasi oldu. Türkiye'nin kurucu üyeleri arasında yer aldığı AKPM Türkiye'yi denetimden çıkarmaya AK Parti iktidarı...
vrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Türkiye'ye ilişkin aldığı karar en hafif ifadesiyle, tarafgir ve siyasi oldu. Türkiye'nin kurucu üyeleri arasında yer aldığı AKPM Türkiye'yi denetimden çıkarmaya AK Parti iktidarı döneminde karar vermişti. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, devletin hesap verebilirliği gibi alanlarda AK Parti iktidarları döneminde gerçekleştirilen reformlar Türkiye'nin bu örgüt nezdindeki statüsünün değişmesini sağlamıştı. Türkiye'de bu reformlardan herhangi bir dönüş olmamasına rağmen AKPM kendi üyeleri arasında birisi kendisine muhalefet ettiğinde ona karşı bu kozu kullanarak bertaraf etmeyi denemiş oluyor. Bu meclis içinde en kötü ihtimalle muhalif bir konumu veya sesi temsil eden Türkiye'nin bu yolla sesinin kesilmeye çalışılması, bu esnada Türkiye'ye karşı cömertçe dillendirilmekte olan “demokratik seviyenin” ironisini de açığa çıkarmış oluyor. Zira bu kararda Türkiye'ye ve Erdoğan'a yöneltilen eleştirilere konu olan uygulamaların hepsi mevcut.
AKPM'nin kararını daha sağlıklı değerlendirebilmek için AGİT'in referandum sonrasında yayınladığı rapor ve AGİT temsilcilerinin tavrıyla bir karşılaştırma yapmak verimli olabilir. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi raporu hazırlayanların siyasal angajmanları raporun içeriğini ve hedefini tayin etmişti. YSK'nın açıkladığı rakamlara göre kayıtlı seçmenlerin % 87'sinin katıldığı bir referandumun demokratik kriterlere uygun olmadığını savunabilmek için raporun yazarları yepyeni 'içtihatlar' ortaya koymak zorunda kalmışlardı. Hedef, son birkaç yıldır dalgalı seyreden Türkiye-Avrupa ilişkilerinde yeni bir kriz alanı oluşturmak ve dahası Türkiye'deki referandumun meşruiyetini uluslararası düzeyde sorgulamaya açarak Türkiye'de