BAE’nin Mehmet Ali Öztürk’e karşı işlediği suç için hesap zamanı
Burada BAE’nin ciddi bir insanlık suçu işliyor olduğu çok açık. Ancak bu suçuna ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğunun da ortak olduğu görülüyor.
BAE’nin Ortadoğu’da demokratik gelişmeleri kendine bir tehdit olarak görmesi, onu her yerde darbeleri destekleyen, organize eden komplocu bir siyaset tarzını benimsemeye sevk etmiş. İçinde her çeşit yalan-dolan ve şiddet eylemiyle birlikte teröre el altından destek vermek de bu tarz bir komploculuğun kaçınılmaz parçası. Demokratik güçleri “terörist” diye yaftalamak, bunu yapabilmek için gerekirse onları mahkum ettirecek suçları onlar adına bizzat irtikap etmek de bu tarz komplocu faaliyetin bir sonucu. O yüzden Somali’de el-Şebab terörünü, Suriye’de benzer örgütleri organize ederken, Yemen’de ise bir yandan Husilerle savaşıp başka yerlerde onlarla işbirliği yaparak hem müttefiki olan Suudi Arabistan’a hem de birlikte resmen destekledikleri meşru hükümete ihanet ederken görebiliyoruz.