Batı dünyasının vicdan müsameresi
Aylan Kurdî'nin kıyıya vuran cesedi tüm dünyada Suriye krizinin bir biçimde yeniden gündeme gelmesine vesile oldu. Dört yılı aşkın bir süredir devam eden Suriye krizinde Esed rejiminin insan hakları ihlalleri...
Aylan Kurdî'nin kıyıya vuran cesedi tüm dünyada Suriye krizinin bir biçimde yeniden gündeme gelmesine vesile oldu. Dört yılı aşkın bir süredir devam eden Suriye krizinde Esed rejiminin insan hakları ihlalleri, işlediği insanlığa karşı suçlar, giriştiği soykırım çapında katliamlar, Batı dünyasının ilgisini yeterince çekmemiş, kendilerini bu insanlık trajedisinin dışında görmüşlerdi.
Bodrum sahillerine vuran cansız bir çocuk bedeni aniden bir ahlâk ve sorumluluk söylemini beraberinde canlandırdı. Komik ve tutarsızlıkla dolu sakat bir söylem ama bu.
Çünkü uzunca bir süredir Avrupalılar Suriye'den kaynaklanabilecek bir mülteci krizi üzerine tartışıyorlardı. Yunanistan adalarına ya da İtalya'ya çıkmaya çalışırken boğulan Suriyeliler, Macaristan'da ya da Avusturya'da insan onurunu ayaklar altına alan uygulamalar, Aylan'ınki gibi yığınla bedeni Akdeniz'in soğuk sularının içinde boğup duruyordu. Buna mukabil Yunanistan'ın, Bulgaristan'ın ya da Doğu Avrupa ile sınır diğer AB ülkelerinin elektrikli tel de dahil çeşitli tedbir teklifleri üzerine tartıştığı bir zaman diliminde karaya vurdu bu masum beden.
Yani katilleri onu nasıl karaya çıkarmayacaklarını, karaya çıksa bile nasıl gerisin geri gönderebileceklerini tartıştıkları günlerde...