Bir dostun ölümü, başkaymış: Gıyasettin Sim’in ardından
Bir dostun ölümü, diğer bütün ölümlerden başkaymış. Belki kendi ölümümüzün en sarsıcı habercisi. Bir parça alır götürür hayatınızdan. Önemli bir parça....
Bir dostun ölümü, diğer bütün ölümlerden başkaymış. Belki kendi ölümümüzün en sarsıcı habercisi. Bir parça alır götürür hayatınızdan. Önemli bir parça. Hayatınızın değil sadece, bizzat hayatın anlamına dair, önemli bir parça alır götürür.
Dost diyorsak, lafın gelişi, tembel tavsifi değil. Kelimenin en tabir edici anlamıyla.
Bir dost, hayatınıza şahittir, bazen onun için, onun gibi birileri için yaşadığınızı hissedersiniz yaşadıklarınızı. Dostun yaşadıklarınıza, yaptıklarınıza dair bakışı sizin birçok şeyi yapmanızın veya yapmamanızın önemli bir saiki olur. Yaptıklarınızda dostun gözünü, nazarını hissedersiniz, varlığınızın ortağı olur, içinizde bir başka göz, vicdanınıza bir başka gözcü olmuştur. Tasavvuf erbabının rabıta dediği şeyin aslında böyle bir anlam var. Dostla, veliyle, sürekli bir rabıta içinde olma...