Darbelerin binbir suratına aşina bir nesil olarak…
Tunus’ta yaşananın bir darbe olup olmadığı üzerindeki tartışma, Türkiye’den bakınca çok anlamsız görünüyor. Ne de olsa kılıktan kılığa girip, farklı şekillerle yapıla...
Tunus’ta yaşananın bir darbe olup olmadığı üzerindeki tartışma, Türkiye’den bakınca çok anlamsız görünüyor. Ne de olsa kılıktan kılığa girip, farklı şekillerle yapıla bilen darbelere, darbelerin binbir suratına aşina bir nesiliz. An gelir halkın orduya çıkardığı davetiye ile asker tanklarıyla her şeye müdahale eder (1960, 1971, 1980), an gelir medya, STK ve bazı “derin devlet” operasyonlarıyla demokrasiye balans ayarı verilen bir postmodern suratı görünür darbenin. Bir dem gelir internete konulan bir e-muhtıra yüzünü gösterir, bir dem gelir Cumhuriyet mitinglerinde olduğu gibi halkın bir kesiminin halkın başka bir kesimine karşı ayırımcılık talebi için “demokratik gösteri haklarını kullanmasıyla” tezahür eder.
Bir dem gelir bir ağaç kurtarmak adına bütün ülkeyi ateşe vermeye kalkışan bir öfkenin ardına takılır, bir dem gelir hükümete karşı yolsuzluk iddiasıyla ateşlenen bir yargı davası olarak görünür. Sonra bir dem gelir sivil demokratik meşruiyete sahip bazı aktörlerin ittifaklarıyla bir...