Depremin bile gözünü açamadığı yağmacılar
Milletçe dünyada yaşanabilecek en büyük doğal felaketlerden birini yaşıyoruz. Acılar acılara ekleniyor, şiddeti daha da artıyor. Felaketin düştüğü Türkiye’de 10 ilimiz ve yüzlerce yerleşim...
Milletçe dünyada yaşanabilecek en büyük doğal felaketlerden birini yaşıyoruz. Acılar acılara ekleniyor, şiddeti daha da artıyor. Felaketin düştüğü Türkiye’de 10 ilimiz ve yüzlerce yerleşim yeri Suriye içindeki yine onlarca yerleşim yerinin enkaz altındaki ve üstündeki insanları acil, çok acil yardım bekliyor.
Olayın büyüklüğü ve vahameti hiç kimsenin meçhulü değil. Sadece olayı bizzat yerinde yaşayanlar için değil bütün millet acıyı kendi vücuduna saplanmış bir bıçak yarası gibi, kendi üzerine çökmüş bir enkazın ağırlığı gibi hissediyor. Tam da olması gerektiği gibi oluyor.
Depremin bütün vahametiyle, gerçekliğiyle, korkunçluğuyla girdiği hayatımızda kendisinden başka hiçbir gündem konusuna yer bırakmadı. Ama bu gerçeklik bizi asıl gerçekliğimize çekti: Her şey yalan, ölüm gerçek.
Bu dünyada biriktirdiklerimiz, başkalarından kopardıklarımız sahip olduklarımız ve bunlar üzerinden kendimizi başkalarından ayrıştıran ne varsa hepsi aradan çekildi. Bizi ayıran makamlar, mevkiler, mallar, mülkler, kimlikler, diller, özellikler, ne varsa aradan çekildi. Gelişmiş hayat konforları insanları birbirinden daha fazla...