Dış politikada Yeni Türkiye paradigmasının tahkimi
Kasım seçimlerinde ortaya çıkan tablonun Türkiye'yi toplum olarak rahatlatmış olduğu açık ve net bir biçimde görülüyor. Seçim öncesi gezdiğimiz esnaftan daha önce AK Parti'ye oy vermemiş...
Kasım seçimlerinde ortaya çıkan tablonun Türkiye'yi toplum olarak rahatlatmış olduğu açık ve net bir biçimde görülüyor. Seçim öncesi gezdiğimiz esnaftan daha önce AK Parti'ye oy vermemiş olanlardan bile “bu seçimden AK Parti'nin tek başına iktidarı çıkmazsa kepenkleri kapatacak yüzlerce esnaf var” şeklinde sıkça duyduğumuz bir ifade vardı. O ifadeler aslında seçimin sonuçlarının AK Parti lehine nasıl büyük bir sürpriz barındırdığının haberlerini veriyordu ama gel görelim ki anketler başka şeyler söylüyordu.
Kuşkusuz seçim sonuçları dış politika alanında da büyük bir rahatlama meydana getirmiştir. Sonuçları Türkiye halkından daha yakından takip eden birçok kesim için de azımsanmayacak bir etki yapmıştır. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun baştan itibaren inşasında önemli bir rol üstlendiği dış politika konsepti aslında kelimenin gerçek anlamında bir paradigma devrimini de ifade ediyor. Bu devrimi daha önce Türkiye'nin dış politikasında siyasete dönüş olarak ifade etmeye çalışmıştım ki, durum şu anda bunun da ötesine geçmiş durumda. Siyasete dönüldükten sonra, uygulanan siyasetin olumlu veya olumsuz sonuçlarıyla Türkiye'nin dünya siyasetine ciddi bir etkisinden bahsedebiliyoruz. Tam da bu nedenden dolayı Türkiye'de seçimlerin sonuçları sadece Türkiye için değil bütün dünya için çok büyük bir önem taşıyor.