“Erdoğan’dan kurtulma” söyleminin ardındaki nefret dili
Önümüzdeki seçimlerin öneminin abartılması hususunda tarafların ortaya koyduğu performans seçimlere özgü rekabet dilinin tabiatından. Siyasi rekabette bu performans yarışı da önemli bir işlevi yerine...
Önümüzdeki seçimlerin öneminin abartılması hususunda tarafların ortaya koyduğu performans seçimlere özgü rekabet dilinin tabiatından. Siyasi rekabette bu performans yarışı da önemli bir işlevi yerine getirir. Neticede herkes kendi siyasi pozisyonunu insanlara anlatmak için bir yol bulmaya çalışır.
Garip olan bu konuda sergilenen yaklaşımların fazla yadırganması aslında. Yoksa 20 yıllık iktidar süresinde AK Parti’nin ülkede yol açtığı değişimi, 20 yıl öncesiyle sonu arasındaki farka baktığımızda bir “sessiz devrim” olarak nitelememek mümkün değil. Hemen her alanda. Bu 20 yılın ilk on yılı ile son on yılı arasında isteyen istediği farkları bulabilir de. İsteyen bu farkları AK Parti’nin temsil ettiği değerler lehine, isteyen aleyhine de değerlendirebilir.
Siyasettir bu. Objektif bir değerlendirme ölçüsü yoktur. Olsaydı işimizi nesnel kriterlere ve bunları uygulayacak siyaset-dışı veya siyaset-üstü teknokratlara bırakırdık, onlar zaten bilimsel ve nesnel olarak ne yapılması gerektiğini bilir ve yaparlardı. Oysa siyaset tam da ihtilafların, birbirini sevmeyen, hatta birbirinden nefret eden insanların birbirleriyle tartışması...