Esed mi ABD-İsrail mi? Biz hepsi de suç ortağı diyoruz halbuki

ABD'li akademisyen ve BM danışmanı Jeffrey Sachs ’ın Antalya Diplomasi Forumu’ nda Suriye’de 14 yıl devam eden savaşa ilişkin söyledikleri Esad rejimine ağıt yakan kesimlerin imdadına yetişmiş sufleler gibi karşılandı. Söyleyenin ABD’li olması söylediklerinin doğruluğunu daha fazla pekiştiriyormuş gibi. Hele söyleyenin hem ABD’yi hem de İsrail’i suçluyor olmasının inanırlığı daha da fazla artırıyor gibi. Söyleyenin ABD veya İsrail ile derdi ne imiş, neden ve nasıl ABD İsrail hakkında bu kadar açık

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

ABD'li akademisyen ve BM danışmanı Jeffrey Sachs’ın Antalya Diplomasi Forumu’nda Suriye’de 14 yıl devam eden savaşa ilişkin söyledikleri Esad rejimine ağıt yakan kesimlerin imdadına yetişmiş sufleler gibi karşılandı. Söyleyenin ABD’li olması söylediklerinin doğruluğunu daha fazla pekiştiriyormuş gibi. Hele söyleyenin hem ABD’yi hem de İsrail’i suçluyor olmasının inanırlığı daha da fazla artırıyor gibi. Söyleyenin ABD veya İsrail ile derdi ne imiş, neden ve nasıl ABD İsrail hakkında bu kadar açık ve sert konuşabiliyor diye kimse sormuyor bile.

Suriye savaşının Esed yüzünden değil ABD ve İsrail tarafından çıkarılmış olduğunu söyledi ya, 14 yıl boyunca dünyanın gözü önünde ve kapımızın hemen dibinde yaşanmış onca olayı unutmamız ve Sachs’ın bakmamızı istediği yerden görmemiz isteniyor. Neymiş? İsrail ABD’den Ortadoğu’daki kendisine muhalif rejimlerin devrilmesini 2005’te istemiş de, bunun üzerine ancak 2011’de Obama harekete geçerek Arap Baharı sürecini harekete geçirmiş de onca rejimi bunun üzerine devirmiş. Suriye’deki savaş da bunun üzerine yaşanmış.

Yani İsrail ABD’den Esad rejimini devirmesini istemiş. 14 yıldır yaşanan her şey de ABD’nin Esed’i devirme çabasının bir sonucu olarak yaşanmış. Yani kendi halindeki, ülkesine ve vatandaşına hizmet, refah ve saadet sunmaktan başka bir derdi olmayan Esed’in hiçbir kabahati yok. Kendisi Der’a’daki çocukları katletmedi, kendi çocuklarının cenazelerine sahip çıkmaya çalışan halka ateş açmadı, Seydnaya’da yüzbinlerce insanı işkenceyle, barbarca bir kıyımdan geçirmedi, azıcık reform isteyerek yola çıkan halkından 1 milyon insanını toplarla, varil bombalarıyla, Rusya ve İran’dan aldığı yardımlarla canice katletmedi, bu katliamların sonucunda 12 milyon insan yerinden yurdundan olmadı. Beş milyonunu da bizzat kendi ülkemizde görmedik, 14 yıldır onların yaşadıklarına şahit olmadık.

Çok açık bir biçimde Sachs insanların aklıyla alay ediyor ve saçmalıyor.

Ammaaa, biz bunu söyledik diye Sachs’ın ninnileriyle avunmaya hazır devrik Esed rejiminin ağıtçıları bizi “Arap Baharı’ndaki ABD-İsrail rolünün üstünü örtmek”le suçlamasın mı? Hele bir başkası bizi bir de İslamcı Evanjelist diye yaftalayarak iyice bir de bize ABD’yi hatta İsrail’i savunma rolünü yazmasın mı?

Sachs’ın sattığı palavraların enayi müşterisi bol olunca ne yapsın, o da tadını çıkararak iştahla kazıklamasın da ne yapsın?

Bir defa şu müzmin İslamcı nefreti de bitmiyor bunlarda. İslamcıları ABD ile birlikte görmek bunların en büyük fantezisi. Afganistan’da ABD’yi kovar, Gazze’de ABD’ye de İsrail’e de tarihinin en büyük hezimetini yaşatır, kök söktürür İslamcılar, bunlar hala bir ABD-İslamcı ittifakı günahkarlığı ihtimalinden tahrik olurlar. Yetmedi İslam dünyasının her yanında şu anda İslamcılar ABD gözetimindeki sistemin en güçlü potansiyel düşmanları olarak kodlanmış olarak hapislerde, sürgünlerde, işkencelerde. Azıcık insaf, azıcık akıl olsa bugünkü ABD-İsrail eksenli Siyonist sistemin tek korkulu rüyasının ve alternatifinin İslamcılık olduğunu görürler de nerde o göz nerede o niyet.

Behey gafiller diyeceğim. Bizim burada yaptığımız ABD ve İsrail’in rolünün üstünü örtmek değil, azıcık aklınıza başvursanız bilakis onların rolünü daha bir ifşa etmek olduğunu görürsünüz. ABD’nin rolünün Esed’i devirmek olduğuna inanırsanız tabii ki 14 yıl boyunca mışıl mışıl uyutulmuş olursunuz. Şimdi de tam gerçek anlamda Suriye halkı İsrail’i hoplatan, panikleten ve telaşa düşüren devrimini yapınca onu ABD’ye mal edip kirletmeye çalışırsınız. İsrail’in bugünkü telaşı da mı uyandırmaz, jetonunuzu düşürmez?

Basit bir soru sormuştuk: ABD Suriye’de 14 sene önce Esed’in devrilmesini istemiş de şimdiye kadar yapamamış mı? Onca silah yığdı oraya, binlerce tır ve kargo uçağı dolusu silah. Onların onda birini Suriye’deki gerçek rejim muhaliflerine vermiş olsaydı Esed rejimi daha ilk yıl itibariyle yıkılmış olurdu. Azıcık hesap, azıcık akıl-izan. Ama ABD bu süreç içinde hiçbir zaman Esed’i yıkmak istemedi. Aslında Arap Baharı sürecinde de hiçbir rolü olmadı. ABD’nin rolü Arap Baharı sürecinin tersine çevrilmesinde yani darbelerle devrilmesindeydi. Çünkü o devrimlerin hepsi İsrail karşıtıydı. Ama darbelerle gelen bütün rejimler İsrail’in eski konforlu güvenlik alanını pekiştirmek üzere ayarlandı. Suriye’de ise Arap Devrimlerinin bir benzerinin yaşanması engellendi her şeyden önce. Yaşanan ayaklanma Arap Baharı zincirinin bir halkasıydı ama bunun bastırılmasında ABD’nin ve İsrail’in şeytanca müdahalesi devreye girdi 8 Aralık 2024’e kadar Esed rejimini ayakta tuttu. Çünkü Esed’in alternatifi devrimci güçler İsrail için daha büyük bir kâbus olacaktı, oldu nitekim.

Daha bir aptala anlatır gibi anlatalım: Benim yazımda ABD ve İsrail’in rolünün örtbas edilmesi veya göz ardı edilmesi yok, bilakis şeytanca rollerinin daha bir altının çizilmesi var. ABD ve İsrail 14 yıldır Suriye’de yaşanan bütün katliamların suç ortağıdır. ABD binlerce tır dolusu silahı SDG güçlerine verdiğinde, bunlarla bir rejim değişikliğini hedefliyor değildi. Bilakis Esed’le iş birliği içinde Suriye’de halkın iktidara gelmesini engelleyen, diğer taraftan Türkiye’ye de tehdit oluşturan bir yapılanmayı hedefliyordu.

Buradan ABD ve İsrail’i Suriye sahasında aklamak yok, bilakis suçlarının Sachs’ın bize anlatmaya çalıştığından çok daha fazla olduğunu anlatmak var. Hiç de adaletten sapıyor ve abartıyor değiliz. Sednaya’da, Tedmur ve Humus’ta o işkenceler, o zulümler, kendi halkına karşı o soykırımlar uygulanırken ABD bütün gücüyle sahada mevcuttu. Esed’in bütün katliamlarına göz yumdu. İsteseydi, bütün Suriye halkı, küçük bir azınlık dışında Esed’e karşı ayaklanmışken bir fiskeyle Esed’i devirebilirdi, devirmedi. Çünkü Esed’in yerine gelecek olanlar Suriye halkıydı, İslamcılardı ve bunlar İsrail için gerçek bir tehlikeydi.

Bu arada Jeffrey Sachs’ın iddialarına şahit olarak zikrettiği Wesley K. Clark’ınsa tam bir bozacının şıracı şahidi kabilinden biri olduğunu söylemeden geçmeyelim. Hakkında yalancılık, dolandırıcılık ve özellikle ABD-Çin borsa hatlarında her türlü manipülasyon iddiasının olduğunu da kaydedelim. Merak eden hızlı bir internet taraması yapsın, her şeyi görür.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Müslüman Erkekler ve Müslüman Kadınlar: Eski ve Yeni Sorular 23 Nisan 2025 | 202 Okunma Türkiye’de Bangladeş Konferansı ve Temmuz Devriminin Ruhu 21 Nisan 2025 | 86 Okunma Türkiye’nin Fikir Dergileri 19 Nisan 2025 | 123 Okunma Esed mi ABD-İsrail mi? Biz hepsi de suç ortağı diyoruz halbuki 16 Nisan 2025 | 205 Okunma Jeffrey Sachs’ın Antalya’da anlattığı masal 14 Nisan 2025 | 346 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu