Güvenilmemekten de kötüsü: Güvenememek
Kötülüğün, kötü haberin, kötü niyetin yayılmacılığı ve bulaşıcılığı ne yazık ki, iyiliklerin, iyi haberlerin ve iyi niyetinkinden daha hızlı. Hele, toplumda iyilikleriyle...
Kötülüğün, kötü haberin, kötü niyetin yayılmacılığı ve bulaşıcılığı ne yazık ki, iyiliklerin, iyi haberlerin ve iyi niyetinkinden daha hızlı. Hele, toplumda iyilikleriyle, hayırsever-likleriyle, şu veya bu meziyetleriyle şöhret olmuş birileri hakkında bir dedikoduyu duymaya çok istekli, böyle bir dedikoduyu hiç önünü arkasını sormadan duymaya hazır kulaklar daha çoktur. Sadece duymakla kalsa bir nebze iyi, daha kötüsü bunu hemen başka kulaklara da fısıldamaya yatkınlık. Bize gelen haberin kimden geldiğini sormadan soruşturmadan kabul etmenin, hele bir de yaymaya çalışmanın bir kötülük olarak yettiği akla bile gelmez.
Oysa bir kötülük olarak bu yeter de artar bile.
Herkesin kendini cesurca yokladığında mutlaka eser bulabileceği bir kötülük potansiyelidir bu. İyi birinin kötü işler yapma ihtimalinin üzerimizdeki iyilik yükünü kaldırdığını vehmederiz sanki. Papazın veya imamın günah işlemesi, sıradan insanları böyle rahatlatır. Haksız ve yanlış bir rahatlama halbuki, ama genel geçer bir psikoloji ve kötülüğü haklılaştıran, güçlendiren, onu daha da besleyerek yaygınlaştıran bir psikoloji.
Bir nedeni, yapmak istemediğimiz...