Irkçılığı kışkırtmak mı ırkçılığın temsili mi?
Giderek Türkiye için en ciddi terör tehdidinden daha da ağır bir tehdit haline gelmiş bir ırkçılık ve yabancı düşmanlığı sorunumuz var. Bu tehdidin afaki bir değerlendirmeye dayanmadığını...
Giderek Türkiye için en ciddi terör tehdidinden daha da ağır bir tehdit haline gelmiş bir ırkçılık ve yabancı düşmanlığı sorunumuz var. Bu tehdidin afaki bir değerlendirmeye dayanmadığını görmek için sadece birkaç hadisenin medyaya yansımasının sonucunda bütün dünyada Türkiye algısının nasıl etkilendiğine bakmak yeter de artar. Bu algı değişimi Türkiye’yi özellikle Körfez’den gelen turizmi ve yatırımları durduruyor var olan yatırımların da çekilmesini sağlıyor.
İşin ilginç tarafı, aslında bu ırkçılık ve yabancı düşmanlığı algılarının iyi çalışılmış organize operasyonlarla üretilip yönetiliyor olması. Bu operasyonları dışardan izleyen Türkiye’de her yabancının veya her turistin her gün, her yerde ve herkes tarafından her an bir saldırıya maruz kalabildiğini zannediyor. Oysa bu tabii ki gerçek değildir. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı çok şükür ki Türkiye’de hiçbir zaman yaygın bir tutum değildir, olmamıştır.
Gerçi ırkçılığa, yabancı ve göçmen düşmanlığına yatırım yapan siyaset bezirgânları sığınmacı karşıtlığının çok ciddi bir toplumsal tabanı olduğunu ve kendilerinin bütün yaptığının var olan bu tabanı temsil etmek...