İslâm dünyasının en uzun yüzyılı
İlga edilişinin 100. Yıldönümü münasebetiyle Hilafet üzerine düşünmeye devam edelim. Esasen Halifeliğin yokluğu, dolayısıylaMüslümanların siyasal bir inisiyatif merkezinden yoksun...
İlga edilişinin 100. Yıldönümü münasebetiyle Hilafet üzerine düşünmeye devam edelim. Esasen Halifeliğin yokluğu, dolayısıylaMüslümanların siyasal bir inisiyatif merkezinden yoksun bırakılmış oldukları gerçeği, Müslümanların bugünkü ahvalinin en temel belirleyicisini oluştur-maktadır. Hilafet Türkiye sınırlarında ilga edilmiştir ama bu ilganın bütün Müslümanları etkileyen sonuçları olmuştur.
Cumhuriyetin ilk kuşak İslâmcılarının öz-bilinci ve algısı açısından travmatik sonuçları olmuş bir hadise. Bu hadiseden sonraki bütün İslâm dünyasının ahvali “halife-sonrası durum” olarak nitelense yeridir. Müslümanlar tarihlerinde ilk defa, kendilerini temsil edebilecek, İslâm’ın dünyayla ilgili ideallerini, planlarını yürürlüğe sokmayı, İslâm ahkamını uygulamayı, İslâm adına bir siyasal varlık göstermeyi vazife edinen bir siyasal bünyeden yoksun kaldılar. Bunun birbiriyle ilgili her değinilmesi gereken iki boyutu vardır:
Birincisi, İslâm fıkhı açısından bu durum daha önceki şartlarda tanımlanmış değildi. Müslümanların azınlık olarak başka milletlerle beraber yaşadığı durumlar olmuştur. Ama kendilerini yine de bağlı...