Körfez halkından yükselen sesler
Körfez İşbirliği Konseyi 39. Toplantısını geçtiğimiz hafta içinde yapmıştı. Konseyin 1981 yılında kuruluşu her ne kadar zamanında İran Devrimi tehdidine karşı güvenlik kaygılarına...
Körfez İşbirliği Konseyi 39. Toplantısını geçtiğimiz hafta içinde yapmıştı. Konseyin 1981 yılında kuruluşu her ne kadar zamanında İran Devrimi tehdidine karşı güvenlik kaygılarına dayanmış olsa da zamanla ekonomik ve siyasi işbirliği boyutu daha ağır bastı. Aslında bu boyutuyla daha ziyade dünya sisteminin ekonomik dengeleriyle uyumu gözeten ve Körfez halkları adına bir iddia taşımayan boyutu her zaman dikkat çekti.
Konsey ile ilgili en kapsamlı ve iyi değerlendirmeler Yeni Şafak’taki arkadaşlarımız Nedret Ersanel ve Zekeriya Kurşun tarafından yapıldı. Benim de Konseyin son toplantısı üzerine bir değerlendirme yazım Çarşamba günü yayınlandı. Aslında bütün değerlendirmelerin genel sonucu Konseyin fiilen bir işlevinin veya varlığının kalmamış olduğu şeklinde hülasa edilebilir. Oysa gerek KİK gerek Arap Birliği, gerek İslam İşbirliği Teşkilatı gibi teşekküllerden üye ülkelerin halklarının büyük beklentileri var. İslam dünyasının her gün büyümeye devam eden dağ gibi sorunları var ve halkların bu tür teşekküllerden yana beklentiler içinde olması da gayet normal. Ama bu teşekküllerin bu beklentileri hiç karşılayamadığı, bu yüzden beklentilere büyük bir hayal kırıklığıyla cevap verdiği de çok açık.
Bugün konuyla ilgili yazım üzerine Körfez ülkelerinin birinden bir mesajına yer vermek istiyorum. Yazı Arapça olarak ve sesli mesaj şeklinde geldi. Dökümünü ve ilk çevirisini değerli dostum Muhammed Erdoğan yaptı. Mesaj, Arap halklarının bu tür toplantılara dair görüş ve beklentilerini, bunların bu toplantıları icra edenlerden ne kadar uzak olduğunu göstermesi açısından çok tipik ve anlamlı buldum:
Şöyle diyor vatandaş mesajında:
“39. Körfez İşbirliği Konseyi zirvesi düzenlendi. Katılımcı 6 üye ülkenin halklarının kendi ülkelerinden yana hiç bir olumlu beklenti içinde olmaması şaşılacak bir tepki olmasa gerek. Düzenlenen 1. Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi esnasında doğan çocukların şimdi torun sahibi olduklarına şahit oluyoruz.
Düzenlenen ilk konsey hiç bir meyve vermediği gibi insanların vicdanlarından silinip, unutuldu ve arkasından kapıları kapattı.