Kurban bize yaklaşırken…
MEKKE. Bir Kurban Bayramı'na daha yaklaşıyoruz. Yaklaşacak olana, bizi birbirimize daha da yakınlaştıracak olan güne yaklaşıyoruz. Bizi birbirimize yaklaştıran vesileye sarıldığımızda bizi Allah’a da...
MEKKE. Bir Kurban Bayramı'na daha yaklaşıyoruz. Yaklaşacak olana, bizi birbirimize daha da yakınlaştıracak olan güne yaklaşıyoruz. Bizi birbirimize yaklaştıran vesileye sarıldığımızda bizi Allah’a da yaklaştırıyor.
Allah bize zaten şah damarımızdan daha yakın. Bunun bilincinde olmadığımızda biz O’na yakın olamıyoruz, O bize yakın olmaya hep devam etse de. O’nun bize yakınlığını unuttuğumuzda O’na yaklaşmak için başka aracılara ihtiyacımız olduğu zehabına kapılıyor, böylece O’nun uluhiyetinden bu aracılara rüşvet ve komisyon kaptırma cehline duçar olabiliyoruz.
Araya giren dünya meşgalelerimiz, gailelerimiz, bir puta dönüşen ilgilerimiz, sevgi ve nefretlerimiz Allah’la aramızdaki mesafeleri artırıyor. Allah’la aramızdaki mesafeler, aynı özden olan biz insanlar arasında da türlü mesafeler oluşturuyor veya tersi, yani kendi aramızda keyfi olarak kurduğumuz mesafeler, ayrılıklar bizi Allah’tan uzaklaştırıyor.
Kurban o mesafeleri aşmamız için mükemmel bir vesile. Allah bize yine her halükârda şah damarımızdan daha yakın. İstersek, murat edersek O’nun bize olan yakınlığını hemen şimdi ve bulunduğumuz yerde hissedebiliriz. Bu imkân, elimizin altında, bir mülk gibi istediğimiz zaman istediğimiz şekilde kullanabileceğimiz ve başkalarından sakınabileceğimiz bir mülk gibi anlaşılıp yaşanmasın yeter ki.
Öyle bir sapkınlık biçimi var mı? Var. Hatta dünyadaki en belirleyici sapkınlık biçimlerinden biri de bu. Allah’ı, alemlerin rabbini, rabbimizi, kendi şahsımıza, kabilemize, ırkımıza, hatta dindaşlarımıza mülk edinmemiz. O’nun rahmetini başkalarından esirgememiz.
Oysa O’nun rahmeti herkesi kuşattığı gibi O’nun bu rahmetini başkasından esirgemeye de kimsenin hakkı yok. Kimsenin sadece doğduğu bir kabileden, ırktan veya milletten dolayı kendini başka milletlerden üstün görmeye hakkı yok.