Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Durumundan haberim vardı. Uzun bir süredir tedavi görüyordu, arada ağırlaşıyordu durumu, nice zamandır aklımdaydı ve ha bugün ha yarın, ha şimdi ha biraz sonra arayayım, halini ahvalini sorayım, varsa...
Durumundan haberim vardı. Uzun bir süredir tedavi görüyordu, arada ağırlaşıyordu durumu, nice zamandır aklımdaydı ve ha bugün ha yarın, ha şimdi ha biraz sonra arayayım, halini ahvalini sorayım, varsa haklarımız birbirimize helalleşelim diyordum ki haberi gelmiş oldu. İlk duyduğumda verdiğim kendi kendime verdiğim tepki “aah, geç kalmamak lazımmış, her durumda kervan göçüyor, çok önemsediğimiz yükümüzle, meşgalelerimizle, dünyevi müktesebatımızla, hiçbirinin hiçbir işe yaramadığını aynelyakin gördüğümüz bir şekilde, kalıyoruz dağlar başında.
Doksanlı yılların başından beri tanıdığım, buluştuğumuzda lafın belini kırıp iyi konuştuğumuz, iyi halleştiğimiz, “iyi olarak” bildiğim değerli dostumuz Prof. Dr. Vehbi Başer bu dünyadaki çileli yolculuğunu tamamlamış, dâr-ı bekâya irtihal etmiş.
İnsan, yaşadığı sürece tamamlanmamış bir metindir. Bu metin insan ölmeden tamamlanmış olmuyor, hep üstüne yeni şeyler ekleniyor çünkü ve sonu, yani akıbetinin ne olacağını biraz da ölme anı belirlemiş oluyor. Oraya nokta konuluyor ve o noktadan itibaren önceki hayat bir bütün olarak şekilleniyor. Kimi insan yaşadığı dönemde kendi...