Ola ki, sadece boru yetmemiştir
Bazen gözümüzün önündeki gerçekleri görebilmek için aradan teorilerimizi, kavramlarımızı hatta geçmiş tecrübelerden edindiğimiz intibalarımızı bir kenara bırakmamız gerekebilir....
Bazen gözümüzün önündeki gerçekleri görebilmek için aradan teorilerimizi, kavramlarımızı hatta geçmiş tecrübelerden edindiğimiz intibalarımızı bir kenara bırakmamız gerekebilir. Çünkü çoğu kez gerçekleri görmemizi engelleyen bu açıklayıcı teorilerimizden ve kavramlarımızdan başkası değildir. Bunlar gerçeklikle gözümüzün arasına bir perde gibi girer, gördüğümüzü bize başka türlü gösterir.
Hani farklı branşlardan bir grup sosyal bilimci Erzurum’a, sahada sosyal bilim yapmak üzere gitmiş ya! Gördükleri talimin bir gereği olarak herkes karşılaştığı her şeye kendi bilim disiplini içinde öğrendiği ve ezberlediği teorilerden yola çıkarak açıklama yapacaktır.
Soğuk bir Erzurum kış günü. Dışarıda kar, kış, kıyamet.
Bizim sosyal bilimciler bacası tüten bir eve kapağı atarlar. Ev sahibi buyur eder, girerler. Girer girmez hepsinin dikkatini çeken ilk şey. Ortada bir soba var ve soba altına dayanaklar yapılarak oldukça yükseğe kurulmuş. Azıcık ısınır ısınmaz hepsi de birden dikkatlerini çeken bu tuhaf durumu dile getirip kendilerince bunun açıklamasına girişirler. Durum tuhaf çünkü sobanın yükseltilmesinin yol açtığı ısı kaybı herkesin bildiği bir şey.
Sosyolog olanı, Erzurum’un İran’a, coğrafi yakınlığından dolayı tarihsel ve kültürel olarak etkisi altında olduğunu ve bundan dolayı ateşe bir saygının ifadesi olarak ateşi yüksekte tutmanın bir kutsama ifadesi olduğunu anlatır. Nasıl olsa İslam kültüründe de kutsal olanın yukarıda tutulması gibi bir alışkanlık olduğuna göre oldukça mantıklı bir açıklama.
Antropolog olanı bu görüşe hak vermekle birlikte insanların doğayla olan etkileşimleri ile kendi durumlarına en uygun kültürü geliştirdiklerini ve burada kullanılan yapı malzemesi ile ateşin kullanımı arasında bir ahengin sözkonusu olduğunu anlatır. O yüzden başka kültürlerden alışık olduğumuz soba kullanımı veya ısınma alışkanlıklarına takılmamamız gerektiğini anlatır.