Özerklik ilanını sen oyun mu sandın?
Birikim'in internet sayfasında yazan Yahya B. Adil daha yazısının başında Demokratik Özerklik kavramını Savaşa Karşı Siyasetin Restorasyonu olarak tanımlıyor, ama tabii ki sadece bu...
Birikim'in internet sayfasında yazan Yahya B. Adil daha yazısının başında Demokratik Özerklik kavramını Savaşa Karşı Siyasetin Restorasyonu olarak tanımlıyor, ama tabii ki sadece bu başlıktan demokratik özerkliğin nasıl bir siyaset içeriyor olduğunu anlamamız mümkün olmaz. Zira artık demokratik özerklik denilince akla gelen eldeki silahlarla, yüzlerindeki maskelerle caddeleri, sokakları kazıp durduk yerde savaşa davetiye çıkararak, savaşı kışkırtmak. Bütün bunları yapıp nasıl hem “demokratik özerklik” hem de “savaşa karşı olmak” iddiası yapılabilir?
Burada savaşa karşı duran kim, savaşı isteyen kim? Çözüm süreci boyunca şehirlerde artık göstere göstere oluşturmaya başladığı sözde ordularla, bu orduların yaydığı faşizan şiddetle, devletin güvenlik güçlerine “gel, gel!” tahrikleriyle mi savaşa karşı durulmuş oluyor?
Hiç bilmiyorduk, Adil, demokratik özerkliği “yeni bir toplumsal sözleşme, yani toplumun ve siyasetin yeniden şekillenmesi, hatta bizzat restorasyonu” olarak tanımlamış. Öyle tanımlamış da, merakımızı gidermiyor bu tanım.