Seküler Çağ mı dediniz?
Sekülerleşmeyle ilgili literatürü okuyup, söylemlerine gereğinden fazla kulak kabarttığınızda dünya tarihini sekülerleşmeye doğru akan bir süreç olarak görmekten kendinizi alamazsınız....
Sekülerleşmeyle ilgili literatürü okuyup, söylemlerine gereğinden fazla kulak kabarttığınızda dünya tarihini sekülerleşmeye doğru akan bir süreç olarak görmekten kendinizi alamazsınız. Çünkü bu literatür adeta başrolünü sekülerleşmenin oynadığı bir film gibi anlatıyor her şeyi. Aslına bakarsanız bu izlenimi sadece sekülerleşmenin tarihini okurken edinmiyorsunuz. Modernleşme tarihini okuduğunuzda da, sınıf çatışmalarının tarihini okuduğunuzda da başka türlü edinebiliyorsunuz. Modernleşme teorileri dünyada önceden olup bitmiş ve olup bitmekte olan her şey telosu (amacı, varış noktası) modernleşme denilen şeye yöneltmektedir. Orada da başrolde modernleşmenin olduğu bir film izliyoruzdur.
Marksistler için dünya tarihinde kayda değer ne varsa ancak sınıf çatışmaları içinde anlamını bulur ve dünya tarihi yönü ve istikameti komünizm olan bir tutarlı ve düzenli diyalektik süreç olarak çalışır. İlk dönem Marksistlerin o yüzden dünya tarihinde sınıf çatışmalarından başka hiçbir şeye ilgilerini çekmek mümkün olmaz.