Tanrıya hükmetme arzusunun modern ve ilkel kökenleri
“Bir şeyler azıcık inanılmaz göründüğünde en çok ihtiyaç duyulan şey inanç değil midir? İnanç ancak bazı şeylere inanmanın imkansız olduğu ölçüde inanç değil midir?
“Bir şeyler azıcık inanılmaz göründüğünde en çok ihtiyaç duyulan şey inanç değil midir? İnanç ancak bazı şeylere inanmanın imkansız olduğu ölçüde inanç değil midir? İnanca kesinlikle tuhaflıklar bize karşı olduğunda, herkesin devam etmenin çılgınca bir şey olduğunu düşündüğünde, bazı şeyler inanılmaz görünmeye başladığında ihtiyaç duymaz mıyız?”
Aynı zamanda bir Katolik ilahiyatçı da olan ünlü radikal hermenötikçi John D. Caputo’nun “Tanrı Tecrübesi ve İmkansızın Aksiyolojisi” (tezkire, sayı 71, 2020) başlıklı makalesinden aktardığımız ifadeleri Hıristiyan dünyasının modernist, positivist, Aydınlanmacı tehdide karşı sergilediği direniş söyleminin güçlü bir örneği.
Halbuki buradan bakınca belki yaygın bir ezberimiz Hıristiyan ve Yahudi dünyasının modernizmin meydan okumalarına karşı çok daha teslimiyetçi bir tavır sergilemiş olduğunu ve kitaplarına, inançlarına, mucizelerine dair ne varsa hepsini aydınlanmacı despotizme teslim etmiş olduklarını okur.