Trump’ın Başkanlığı ve Filistin-İsrail meselesi
Donald Trump'ın ABD Başkanlığı'na seçilmesinin ABD-AB ilişkilerine muhtemel etkileri üzerinde daha önce durmuştuk. Bugün de hem Türkiye'nin dış politikasını hem de dünya barışını...
Donald Trump'ın ABD Başkanlığı'na seçilmesinin ABD-AB ilişkilerine muhtemel etkileri üzerinde daha önce durmuştuk. Bugün de hem Türkiye'nin dış politikasını hem de dünya barışını oldukça yakından ilgilendiren bir başka boyutu üzerinde durmayı deneyeceğim.
II. Dünya Savaşı sonrasında neredeyse her ABD Başkanı, Başkanlık kampanyasında ya da başkanlığı sürecinde Filistin-İsrail meselesine çözüm bulmayı vaat etti ya da çözüm oluşturmayı denedi.
Oslo Süreci ABD'nin aldığı inisiyatifler sonrasında gelişme göstermişti. George W. Bush da Başkan olduktan sonra Filistin-İsrail çatışmasına çözüm bulma denemelerinde bulunmuş ancak başarılı olamamıştı. Ardından Obama başkanlık seçimi kampanyası süresince özel vurgu yaptığı bu sorunu çözüme kavuşturmak için çeşitli girişimlerde bulunmuştu.
Obama'nın Başkanlığı'nın ilk döneminde bu soruna dair etkili bir ajanda ortaya koyamadığı söylenebilir. Sürecin böyle gelişmesinde Obama'nın görevi devralmasına sayılı günler kala İsrail'in başlattığı Dökme Kurşun Operasyonu etkili oldu. Obama, İsrail'in Filistin politikasına oldukça eleştirel yaklaşmasına rağmen bu Operasyonu, henüz görevi resmen devralmadığı gerekçesiyle, yorumlamaktan çekinmişti. Bununla birlikte Obama, İsrail yönetiminin, kendisi daha göreve başlamadan bir oldu bittiye getirme çabası / kötü niyeti olduğunu sezdiğinden olacak ilk başkanlık döneminde İsrail'e resmi bir ziyaret gerçekleştirmedi.
Filistin-İsrail Barış Süreci Kahire'den yürütülmeye çalışıldı. Gerçekleştirilen toplantılardan akıllarda sadece, toplantıya ilişkin medyaya servis edilen fotoğrafın Mısır basınında Hüsnü Mübarek'in fotoshopla Barack Obama'nın önüne yerleştirilmiş şekliyle yayınlanması kaldı.