Vicdansızlığı hangi yasa zapt eder?
Öyle anlar olur, öyle olaylar yaşarsınız, bütün insanlar o olayları yaşar, bütün gözler olanlara şahitlik eder. Hani, milyon nasihatten evla bir ders olur. Ders de ne kelime, dersiniz ki bu ateşle de dağlanan yüreklerde artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Buna da şahit olan bir toplumda bir daha böyle şeyler yaşanmaz dersiniz, çünkü bu olay sanki kendi acısını hissetmek ve yaşamak için gerçekleşmemiş de bütün insanlara olayın vahametini göstermek, lakayt kalanları uyandırmak, meseleye ortak etmek, şahit kılmak için yaşanmıştır.
Bir ayet gibi yaşanır o anlar, gidişatımıza dair, hali pür melalimize ve akıbetimize dair kalbimize şok uygulayan bir ayet gibi. Bize “yeter artık” demek için, “uyanış” alarmı çalmak için, bu gidiş gidiş değil ve bu senin de meselen diye düşündürmek için.
İnsanlığın ayıpları, düşebileceği aşağılık seviyeler bu olaylar vesilesiyle gösterildiğinde yürekler kötülüğe daha bir aşinalık mı kazanıyor nedir?
Aylan bebeko küçücük cüssesiyle yaşadığı koskoca dramla kaç insanın yüreğine merhamet ekebildi? Onun yüreklere serptiği merhamet tohumları çorak topraklara serilmiş gibi olmasaydı, bugün, her gün, Akdeniz kıyılarına vuran Aylanların bir sonu gelmez miydi?
Dün bir çocuğun “anne ne olursun ölme” çığlıkları bizi neye şahit tutmuş oldu? Ya ona çaresizce “ölmek istemiyorum” diye seslenen annenin kısa bir süre sonra can çekişerek hepimizin gözü önünde ölümü yüreklerimizde bir türlü olgunlaşmayan merhamet fidanına da kaç yangın ekmiş oldu?