Yaşadığımız dünyanın özgünlüğü ve sekülerleşmenin tarihsel tekerrürü
Yaşadığımız zamanların bizden önceki zamanlardan önemli bir farkı olduğunu düşünmeye eğilimlidir insanlar. Kimi zaman bir altın çağdan uzaklaşıyor olmanın gurbet veya nostalji duygusu altında...
Yaşadığımız zamanların bizden önceki zamanlardan önemli bir farkı olduğunu düşünmeye eğilimlidir insanlar. Kimi zaman bir altın çağdan uzaklaşıyor olmanın gurbet veya nostalji duygusu altında hissedilir bu farklılık kimi zamansa daha önce eşine rastlanmayan bir özgünlüğü, bir yaratımı ortaya koymuş olmanın yol açtığı bir üstünlük duygusuyla. Her iki tavır insanın kendi tecrübesini diğerlerinkinden çok farklı görme veya gösterme arzusunu yansıtır. Ve bu zannedildiği gibi sadece modern insana özgü bir tutum olmamıştır. Tarih boyunca insanların böyle bir eğilimi olmuştur ki, Kur’an’ı Kerim’de sıkça “sizden öncekiler de.. “ diye başlayan ifadelerle önceki insanların da kendilerini gelmiş geçmiş en özgün ve tabii ki en üstün güçlere sahip olmuş insanlar olarak görüp azgınlaştıklarından bahsedilir.
Modernizm de çağdaş insanın kendini büyük bir gurur ve üstünlük duygusuyla inşa ettiği, tabiat, insan ve tanrıyla, zaman ve mekanla...