“Yeterince paran varsa istediğin gibi cinayet işleyebilirsin”
Kaşıkçı cinayeti üzerinde konuşmaya devam ediyoruz. Öyle görünüyor ki, daha çook konuşmaya devam edeceğiz. Çünkü olay mahiyeti itibariyle herkese değen, herkesi ilgilendiren boyutlara sahip. Cinayetle ilgili...
Kaşıkçı cinayeti üzerinde konuşmaya devam ediyoruz. Öyle görünüyor ki, daha çook konuşmaya devam edeceğiz. Çünkü olay mahiyeti itibariyle herkese değen, herkesi ilgilendiren boyutlara sahip. Cinayetle ilgili detaylar hala tam olarak aydınlatılmış değil ve yeni ortaya çıkan her detay konuyu harlamaya devam edecek. Cinayetle ilgili ülkelerin tutumları haber olmaya devam edecek. Kimileri olayın şu veya bu şekilde kapatılması ve yapanın yanına kar kalacağı kaygısı taşıyor olabilir.
Hemen şunu söyleyelim ki, hiç bir şey yapanın yanına kar kalmayacak, kalamaz. Hatta şu aşamada bile cinayet işleyenler şu ana kadar bu tarz bir cinayet dolayısıyla ödenebilen en ağır bedeli ödediler ve ödedikleri, ödeyeceklerinin daha ilk taksididir. Bu cinayet yüzünden bütün dünyaya rezil oldular. Şimdiye kadar hiçbir cinayetin faillerinin yaşamadığı zilleti yaşamaya başladılar bile. Kimse yüzlerine bakmaya cesaret edemiyor.
Yaşadıkları zillet ve rezaletin yanı sıra çok ağır bir maddi kayba, iktidar kaybına da maruz kaldılar. Mevcut koltuklarına sımsıkı sarılmış olmaları yanıltmasın, o koltuğun dünyadaki özgül ağırlığı, etkinliği ve gücü diplerde sürünüyor şimdi.
Trump’ın tavrı yanıltmasın ve bu tavrın katilleri ilanihaye koruyacağı zannedilmesin. Doğrusu Trump’ın CIA raporu karşısında ne yapacağı merakla bekleniyordu ve bu tavrın Kaşıkçı cinayetiyle ilgili gelişmeleri belirleyeceği düşünülüyordu. Trump’ın tavrı baştan beri beklendiği gibi adaleti değil maddi faydayı gözetti.
“Bizim istihbaratımız bilgileri toplamaya devam ediyor, fakat Veliaht Prens pekala bu trajik olay hakkında önceden bilgi sahibi olmuş olabilir, belki oldu, belki olmadı” diyerek baştan itibaren, raporun sonucunun ne olduğuna bakmayacağını, sadece Amerikan faydasını göreceğini böylece ifade etmiş oldu.
Bu tutumun tipik bir Amerikan pragmatizmi olarak kendisinden beklenen tavır olduğu düşünülebilir ki, doğrudur. Bu pragmatik tutumdan adalet beklemek mümkün değil. Ancak pragmatizm Amerika’da Trump’ın tekelinden değil. Haddi zatında kimsenin tekelinde değil. Bunun anlamı şu: Kaşıkçı cinayetinin içerdiği dehşet ve buna fayda (pragma) adına göz yummanın görünür ahlaksızlığını Trump’a karşı öne çıkarmakta da rakipleri açısından büyük bir fayda (pragma) vardır ve rakiplerinin de bu faydaya sımsıkı sarılacaklarından kimsenin kuşkusu olmasın. Bu da Trump’ın cinayete göz yummasının kendisine veya ekibine çok pahalıya mal olacağını gösteriyor.