Canhıraş siyaset!
Bir avuç demir tozunu bir çubuk mıknatısın üzerine serptiğiniz zaman fiziksel bir kutuplaşma yaratmış olursunuz. Demir tozları kutuplara bitişir, bitişecek yer bulamayanlar birbirinden giderek uzaklaşan eliptik...
Bir avuç demir tozunu bir çubuk mıknatısın üzerine serptiğiniz zaman fiziksel bir kutuplaşma yaratmış olursunuz. Demir tozları kutuplara bitişir, bitişecek yer bulamayanlar birbirinden giderek uzaklaşan eliptik çizgiler hâlinde dizilir.
Kriz durumunda (iktisadî, ideolojik ya da toplumsal olması fark etmez) siyasî toplumun tamamı aynı şekilde kutuplaşır. Siyasî merkezin çökmüş ya da iki uca doğru dağılmış olduğu durumlarda kutuplaşma mıknatıs örneğindeki kadar belirgindir.
Türkiye’de bir ucunda CHP-HDP’nin, öteki ucunda AKP-MHP’nin yer aldığı keskin bir kutuplaşma oldu. Ülkedeki bütün sağ ve sol gruplar farklı mesafelerle bu kutupların çevresinde toplandılar.
Kendisini sosyalist olarak gören grup ve partiler CHP-HDP kutbuna çekildiler. Bu uçta en mesafesiz grup ÖDP’dir. Özünde ulusalcı-Kemalist bir hareket olan Haziran Ayaklanması’nı HDP çizgisinde sulandıran başarısız Haziran Platformu’na önayak oldu. Şimdi de kendi genel başkanını CHP’nin Beyoğlu İlçesi Belediye Başkan adayı yaparak mevzi kazanabileceğini, Fatsa hatıralarını canlandırabileceğini düşünüyor.
Burada kişilerle uğraşmıyoruz. Alper Taş her zaman iyi niyetli olmuştur. Aslında ÖDP, önceki genel başkanını ve pek çok merkez yöneticisini, milletvekili, akıl hocası ya da parti sözcüsü olarak HDP’ye ihraç etmiş enteresan bir partidir. Bu yüzden, bir genel başkanın başka bir partinin belediye başkanı adayı olmasındaki tuhaflık fazla göze batmıyor. Tuhaf olan şudur ki bu partinin programından tek bir madde bile hatırlamıyorum.
AKP-MHP’den oluşan öteki kutup ise bilimsel sosyalist Vatan Partisi’yle yakınlaştı. Bu yakınlaşmanın sebebi, iktidar partisinin “&cc...