Devrimciye ayaküstü psikanaliz
Yönetmenliğini Aleksandr Kott’un yaptığı Troçki dizisini nihayet izleyebildim. Rusların kendi tarihlerine daha gerçekçi yaklaşmalarını beklerdim. Bu kısa dizi, Joseph Losey’in 1972 yapımı...
Yönetmenliğini Aleksandr Kott’un yaptığı Troçki dizisini nihayet izleyebildim. Rusların kendi tarihlerine daha gerçekçi yaklaşmalarını beklerdim. Bu kısa dizi, Joseph Losey’in 1972 yapımı “Meksika’da Cinayet” filminin çok gerisinde kalıyor. Losey’in filminde Troçki’yi canlandıran Richard Burton tarihî kişiyi ve kişinin tarihini daha iyi kavramış, dersini daha iyi çalışmıştı. Ünlü Rus oyuncu Konstantin Habenskiy ise Troçki’yi alaycı, şık bir züppeye dönüştürmüş. Kabahat aktörde değil, senaryo yazarı ve yönetmende olsa gerek. “Amiral” filminde Habenskiy çok daha başarılıydı. Dinsiz, vahşi bir güç olarak anlatılan Bolşeviklere karşı savaşan Beyaz Ordu Komutanı Kolçak’ı modern, idealist ve vatansever bir karakter olarak yoktan var etmişti.
Dizide devrimci hareket, liderlerin libidosuyla (hayat enerjisini oluşturan cinsel içgüdü) açıklanıyor. Ekim Devrimi kahramanı, yazar, Bol-şevik militan, Afganistan’da Sovyet temsilcisi Larissa Resner, Kızıl Ordu Karargâhı olarak kullanılan trende Troçki’nin boyalı fahişesi olarak karşımıza çıkıyor.
Lenin evinin balkon demirlerine çıkıp yürüyerek cesaretini kendisine kanıtlamaya çalışan içe dönük, hesapçı, fırsatçı, soğuk, duygusuz biri, neredeyse bir mafya şefi gibi resmedilmiş.
Stalin gibi şarkı söyleyen, Soso Soselo imzasıyla aşk ve doğa şiirleri yazan, Gürcü şair Rustavelli’nin dostluğu ve vatanseverliği anlatan “Kaplan Postlu Şövalye” destanını ezbere okuyan, şakacı, çapkın, hem silah hem de kalem kullanan bir devrimciyi 1917’de kapkaranlık, sinsi, hilekâr bir kereste, yontulmamış bir odun gibi tasvir etmek neyin nesidir? Senaryo yazarı, özellikl...