Ketenpereye gelmek
“Ketenpere” argo bir sözcük. Tuzak, hile, dolandırıcılık anlamına geliyor. “Ketenpereye geldik” dediğimiz zaman anlam biraz genişliyor. Çıkmaya çalışırsak iyice batacağımız ya da...
“Ketenpere” argo bir sözcük. Tuzak, hile, dolandırıcılık anlamına geliyor. “Ketenpereye geldik” dediğimiz zaman anlam biraz genişliyor. Çıkmaya çalışırsak iyice batacağımız ya da daha kötüsüne sebep olacağımız bir durumdan korkuyorsak, ketenpereye gelmişiz demektir.
CHP’yi (hatta bazen AKP’yi bile) eleştirdiğim için sitem eden mektuplar bana seçmenin ketenpereye geldiğini/getirildiğini düşündürüyor.
CHP’yi eleştirdiğimiz zaman insanlar AKP’ye hizmet ettiğimizi, AKP’yi eleştirdiğimiz zaman da başta ABD olmak üzere dış güçlere, hatta PKK ve FETÖ’ye hizmet ettiğimizi düşünüyorlar. Bu ketenpere durumu, CHP’nin merkez yönetimine sessizce katlanmayı, AKP’yi de ancak sınırlı konularda, kısıtlı bir üslupla eleştirmeyi gerektirdiği için mevcut siyasî sistemi güçlendiriyor.
Üç büyük ilin belediyesini almak için manevra yaptığı sırada CHP’ye, tam Atlantik sisteminden kopmak üzereyken (!) AKP’ye yüklenmek bozgunculuk gibi algılanıyor.
SOSYAL DEMOKRASİ, ANTİEMPERYALİZM?
Bu algı biçimine alıştıkça mevcut durumu kanıksamaya, CHP yönetimine ve siyasi iktidara asla sahip olmadıkları nitelikler ve özellikler atfetmeye başlıyoruz. CHP yönetimi sosyal, demokrat, halkçı bir çizgi izliyormuş gibi, AKP ise emperyalizmle mücadele ediyormuş gibi görünüyor.
Sosyal Demokrasi denilen dünya görüşü Tony Blair’in “Üçüncü Yol”a saparak ABD’nin Irak işgalini desteklemesinden bu yana ideolojik krizlerde debeleniyor. Willy Brandt, OlofPalme, François Mitterand gibi adını bile unuttuğumuz adamların yolu izi kalmadı. Ecevit, sosyal demokrasinin İskandi...