“Çıtakça” mı, “Kurbağaca” mı: Was shocked!
Nece konuştuğumuzu tam bilemeyeceğim, ama yıllardır “Türkçe” konuşmadığımızı biliyorum. Televizyon kanallarını, internet sitelerini, gazete köşelerini “Kurbağaca”...
Nece konuştuğumuzu tam bilemeyeceğim, ama yıllardır “Türkçe” konuşmadığımızı biliyorum. Televizyon kanallarını, internet sitelerini, gazete köşelerini “Kurbağaca” götürüyor!
“Stress” kelimesini “sitires” şeklinde telaffuz eden anlı-şanlı “sanatçı”mız, yana-yakıla çektiklerini anlatırken, yerin dibine geçiyorum.
Yahu, insan kullanacağı “yabancı” kelimenin menşeini bilmese bile, en azından telâffuzunu öğrenmez mi? Öğrenmemiş. Ama “sellemehüsselam” (ulu orta, çekinmeden, destursuz) kullanıyor. Muhtemelen daha “bilge” göründüğünü sanıyor.
“Stres” kelimesini “dert”, “üzüntü”, “tasa”, “yeis”, “sıkıntı”, “kaygı”, “keder”, “kasavet”, “buhran”, “bunalım”; hatta biraz daha geçmişe giderseniz “melâl”, “inkisar”, “hun”, “kudûret”, “gam”, “gussâ” ve daha başka kelimelerle Türkçe ifade etmek mümkünken, neden ille de İngilizce? Başka türlü “reel olmuyo” mu?
Kendi lisanınızda en az yirmi ayrı kelime ile ifade edilebilen bir kelimeyi, tek yabancı kelime ile kekelemeye çalışmanın sizce adı nedir?..