Eski eserlerdeki sır
Her eserin bir hikâyesi var: Eserdeki sırrı çözerseniz, tadına daha derinden varırsınız.Şehzade Camii’nde insanı karşılayan derin hüznü yakalayabilmek için, Kanuni’nin, vakitsiz ölen oğlu...
Her eserin bir hikâyesi var: Eserdeki sırrı çözerseniz, tadına daha derinden varırsınız.
Şehzade Camii’nde insanı karşılayan derin hüznü yakalayabilmek için, Kanuni’nin, vakitsiz ölen oğlu Şehzade Mehmed adına inşa ettirdiğini bilmeniz lâzım...
Sinan’ın tevazu gösterip “çıraklık eserim” dediği bu mâbedin daha dış avlusunda insanı titrek bir hüzün karşılar. Bu hüzün Padişah’ın oğlunun ölümüyle düştüğü hüznün “eser”e yansımasıdır...
Sinan Usta ne yapmışsa yapmış, taşlara hüzün, sütunlara keder, kubbeye gözyaşı katmıştır.
İçine girdiğiniz an, duyarlılığınızla paralel şekilde gelişen, kâh belirginleşip kâh silikleşen iniltiler duymaya başlarsınız. Bu, ölen oğluna ağlayan bir babanın hıçkırığıdır.