Eski Türkler cahil miydi?
Tarihi yapıları incelediğimiz zaman hemen hemen bütün büyük binaların yanına muhakkak bir de kütüphane bulunduğunu görüyoruz. Cahil olsa kitaba değer vermezdi. Kitaba değer vermeseydi kütüphane inşa...
Tarihi yapıları incelediğimiz zaman hemen hemen bütün büyük binaların yanına muhakkak bir de kütüphane bulunduğunu görüyoruz. Cahil olsa kitaba değer vermezdi. Kitaba değer vermeseydi kütüphane inşa etmezdi!
Kimse unutmasın ki, bilime, ilim adamlarına ve ilim tahsil eden öğrencilere devlet bütçesine tahsisat koyan ilk hükümdar Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’tır. Osmanlılar bunu aynen tevarüs etmişler ve uygulamışlardır.
Osmanlı Devleti’nin henüz kuruluş aşamasında bulunduğu Sultan Birinci Murad ve Yıldırım Bayezid dönemlerinde bile ilim baş tâcıdır. Özellikle tıp alanında önemli eserler vücuda getirilmiştir. Murad bin İshak tarafından derlenen “Havass-ül edviyye” ile Ali bin Abbas’ın “Kamil-üs-Sınaat-üt-Tıbbıye”si (yahut Kitab-ül-Meliki) anılmaya değer.
Bu eser İbni Sina’nın “Kanun”u ortaya çıkıncaya kadar, doğu hekimliğinin temel kaynağıdır.
Bu devrin en tanınmış hekim-yazarlarından biri de Hacı Paşa adıyla meşhur Celaleddin Hızır’dır. Geçirdiği bir hastalık yüzünden tıbba merak duyarak büyük bir hekim olmuştur.