Gençler, önce hedefinizi belirleyin!
Çanakkale’deki Seyit Onbaşı’yı hatırlayalım…Hani şu, sırtında koca bir top mermisiyle tarih kitaplarında gördüğümüz pala bıyıklı, kara yağız...
Çanakkale’deki Seyit Onbaşı’yı hatırlayalım…
Hani şu, sırtında koca bir top mermisiyle tarih kitaplarında gördüğümüz pala bıyıklı, kara yağız delikanlıyı…
O, Havran’ın (bugün Balıkesir’e bağlı bir ilçedir) Çamlık Köyü’nden 1889 doğumlu Seyit Onbaşı’dır…
18 Mart Deniz Savaşı (Çanakkale) sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası’nda sağlam kalabilen tek topun da vinci bozulup devre dışı kalınca, iki yüz elli okka çeken mermileri gün boyu sırtında taşımış, namluya sürmüş, her birini besmele ile ateşleyerek Fransızların medar-ı iftiharı Ocean zırhlısının büyük yara almasına sebep olmuştu.
Hâlbuki: “Düzenek bozuldu, bu durumda elimden bir şey gelmez” diyebilir, bir kenara çekilebilir, savaşı seyrederek sigara tüttürebilirdi. Öyle yapmak yerine, elinden geleni yaptı. Bu yüzden de adıyla, sanıyla ve resmiyle tarihe geçti…