“Harem” mi, “mutsuz kadınlar hapishanesi” mi?
Batı’nın Osmanlı kadınına bakışı “Harem” eksenlidir…Bazı Batılı yazarlar, Osmanlı Sarayındaki haremi bir “Mutsuz kadınlar hapishanesi” olarak algılamışlar, haremdekiler...
Batı’nın Osmanlı kadınına bakışı “Harem” eksenlidir…
Bazı Batılı yazarlar, Osmanlı Sarayındaki haremi bir “Mutsuz kadınlar hapishanesi” olarak algılamışlar, haremdekiler hakkında fantastik hikâyeler uydurmuşlardır…
Oysa harem, yabancı yazarların hiç görmeden yazdıkları seyahatnamelerinde anlattıkları gibi, bir “mutsuz kadınlar hapishanesi” değil, öncelikle padişahların evidir…
İkincisi: Kadının dikkat, liyâkat ve zekâsına göre yükseldiği bir “Kadın Üniversitesi”dir (Erkeklerinki de Enderun’dur).
Yedi-sekiz senelik mecburi bir eğitim sürecinde çeşitli sınavlardan geçtikten sonra, “çırak” çıkarılanlar (birisiyle evlenip haremden ayrılan cariyeler) yerleştikleri semtin öğretmenliğini yapar, o semtin kadınlarına ve kızlarına okuma yazma, edep-erkân, hayır-hasenat, nezaket, görgü, okuma-yazma, Kur’an-ı Kerim, biçki-dikiş, nakış, oya, dantel öğretirlerdi.