Kitaba emek verenlerden Allah razı olsun!
Cengiz Han, kütüphaneler şehri Buhara ve Semerkand’ı (1220) işgal ettiğinde (“Buhara Yanıyor” ve “Elveda Buhara” ismiyle iki kitapta romanlaştırmıştım, hâlâ Türkiye’nin ne çok okunan kitapları arasında)...
“Biz asker milletiz kitaba ihtiyacımız yok” diyerek kütüphaneleri yıktırıp yaktırmış, kitapları ırmağa attırmış, ırmak günlerce kan ve mürekkep karışımı akmıştı…
Tarih onu affetmedi. “Zalim” olarak not düştü.
Zaman zaman bazı bahaneler öre sürüp okullara, öğretmenlere, öğretmen evlerine, öğrenci yurtlarına, kütüphanelere, kısacası eğitime saldırarak yakıp yıkan teröristleri ve onlara kol-kanat gerenleri de tarih affetmeyecektir.
Arşiv milletin hafızası, kitap şuuru, kütüphane ise “hazinesi”dir. Zaten Osmanlı, arşive “Hazine-i Evrak” (evrak hazinesi) diyerek bunu tescil etmiştir. Böyle gördüğü içindir ki, Cumhuriyet Türkiyesi’ne muazzam bir “arşiv” ve “hazine” değerinde “kitaplar” devretmiştir.