Osmanlı sarayında bayrama doğru
Öncelikle şunu belirteyim ki, Osmanlı sarayında bayram kutlamaları bayramdan üç gün önce başlardı. Bu kutlamalara “Arefe muayedesi” denirdi…“Arefe muayedesi” şeyhülislamın...
Öncelikle şunu belirteyim ki, Osmanlı sarayında bayram kutlamaları bayramdan üç gün önce başlardı. Bu kutlamalara “Arefe muayedesi” denirdi…
“Arefe muayedesi” şeyhülislamın “Paşakapısı”nda sadrazamı kutlamasıyla başlar, o gün ve ertesi gün boyunca vezirler, devlet ricali, Ocak ağaları sadrazamı ziyaret ederlerdi. Ramazanın son gününde ise sarayda “Arefe Divanı” yapılırdı.
O gün öğle namazından sonra, divan çavuşları, tören giysili ve ellerinde uzun âsaları olduğu halde Divanhane’nin (Kubbealtı) önünde saf tutarlar; bunların arkasında padişahın, hazine değerinde koşumlarla donatılmış binek atları ve üniformalı Has Ahır Saraçları sıralanırdı…
İkindi namazından sonra Mehterhane’nin “nevbet” (marşlar) çalmaya başlamasıyla Divanhane’de sadrazam, divan üyelerinin; Arz Odası önüne konulan sedef işli “Arefe Tahtı”na oturan padişah da Birun ve Enderun halklarının (saray görevlileri), ocak ağalarının kutlamalarını kabul eder; bayram ihsanlarında bulunurdu.
Arefe Divanı’ndan sonra padişahın, Silahdar Ağa’nın hediye ettiği ata binerek Hasbahçe’de kısa bir gezinti yapıp bahçe köşklerinden birinde dinlenmesi, iç oğlanlarının hüner göstermelerini izlemesi gelenekti.