Osmanlı’da sanat, sanatkâr ve Ehl-i Hiref
Kültürümüzün belki de en önemli kurumlarından biri de “Ehl-i Hiref Teşkilâtı” denen “Sanatkârlar Derneği”dir. Sarayın himayesine girdikten sonra “Ehl-i Hiref-i Hassa” olarak...
Kültürümüzün belki de en önemli kurumlarından biri de “Ehl-i Hiref Teşkilâtı” denen “Sanatkârlar Derneği”dir.
Sarayın himayesine girdikten sonra “Ehl-i Hiref-i Hassa” olarak anılmaya başlanan bu teşkilât pek çok sanat grubunu içinde barındırmış, Osmanlı asırlarının en nadide süslemeleri ve sanat eserleri bunların hayalinden ve elinden çıkmıştır.
Sanatkârların bu şekilde teşkilâtlanması Sultan II. Bayezid döneminde başlamış, gelişerek devam etmiştir.
Ehl-i Hiref Teşkilâtı, usta ve çıraklardan oluşan bir cemaattir. Her sanat grubunun ser bölüğü (bölükbaşı), ser odası (odabaşı), kethüdâsı ve çırak grubu mevcuttur.
Ehl-i Hiref Teşkilâtı’ndan sarayın Hazinedârbaşısı ve Hazine Kethüdâsı sorumluydu. Hazinedârbaşı, sanatkârların maaşlarını verir, padişahın özel isteklerini ustalara iletir ve sanatkârların talep ettiği malzemeleri (kıymetli taşlar, v.s), başında bulunduğu Enderun Hazinesi’nden karşılardı.