Osmanlı’da şeyhler, hocalar-hacılar ve devlet
Önceki yazılarımızda “Osmanlı Devleti sözün tam mânasıyla bir Şeyhler-Müritler Devletidir” demiştik ya bunu örneklerle biraz açmamız gerekiyor…Hemen hemen her padişah bir tarikata mensuptur, bir şeyhe bağlıdır...
Önceki yazılarımızda “Osmanlı Devleti sözün tam mânasıyla bir Şeyhler-Müritler Devletidir” demiştik ya bunu örneklerle biraz açmamız gerekiyor…
Hemen hemen her padişah bir tarikata mensuptur, bir şeyhe bağlıdır (önceki iki yazımızda özetlemeye çalıştık). Ayrıca devletin vurucu gücü olan Yeniçeri ve Sipahi ocakları da “ehl-i tarik”tir…
Zaten devlet, Şeyh Edebali tekkesinde kurulmuş, temelleri Edebali öğütleriyle atılmıştır (Şeyh Efendi’nin Osman Gazi’ye öğütleri).
Osmanlı’da, kim olursa olsun, neye inanırsa inansın, nasıl giyinirse giyinsin insanlar hürdür... (İnsan hürdür, çünkü kuldur).
Bunu Müslüman din adamlarının kontrolündeki hukuk denetler.
Osmanlı’da “hak kuvvette” (günümüzün kuvvetliysen haklısın anlayışı) değil, “kuvvet hakta”dır (haklıysan kuvvetlisin anlayışı).
Bunu da yine hukuk denetler...