Sokak köpekleri
Sokak köpekleri bugün olduğu gibi dün de dertti. Bu dertten kurtulmak için çeşitli yöntemler düşünülürdü. Köpekleri sürgüne göndermek genelde akla gelen ilk tedbirdi.Sultan II. Mahmud dönemi: Bir ara...
Sokak köpekleri bugün olduğu gibi dün de dertti. Bu dertten kurtulmak için çeşitli yöntemler düşünülürdü. Köpekleri sürgüne göndermek genelde akla gelen ilk tedbirdi.
Sultan II. Mahmud dönemi: Bir ara sokak köpeklerinden şikâyet öylesine artıyor ki, Padişah bile konu ile ilgilenmek zorunda kalıyor.
Biliyorsunuz Sultan II. Mahmud, “orta yol” arama yerine “kökünü kazıma” taraftarıdır: Yeniçeri Ocağı’nı da böyle ortadan kaldırmıştır.
Sokak köpeklerinin yakalanmasını ve Hayırsız Ada’ya bırakılmasını emrediyor.
Padişah emriyle oluşturulan ekipler, sokak köpeklerini envai çeşit yöntemlerle yakalayıp büyükçe bir gemiye dolduruyorlar. Gemi Hayırsız Ada’ya doğru yola çıkıyor. Köpekleri bu adaya bırakıp sorunu kökünden hallecekler…
Fakat yolda öyle bir fırtınaya yakalanıyor ki, gerisin geri dönmek zorunda kalıyor. Zaten İstanbul halkı köpeklerin bu şekilde götürülmesine karşıdır. Fırtınayı “İlâhî îkaz” sayıyorlar. Padişah da bundan etkilenerek kararından vazgeçiyor.