Yeni bir diriliş!
Önceki günkü yazımızın son cümlesinde dedik ki, “Savaşan, didişen aileleri, hatta dünyayı değiştirmek için Peygamber eksenli yeni bir projeye ihtiyacımız var…
Uygulamaya kendimizden ve çocuklarımızdan başlamalıyız. Zira bilmeliyiz ki, kendimizi değiştirmedikçe hayat değişmeyecektir.
Bu anlamda her “kutlu doğum”un “mutlu bir oluş”a vesile olması lâzım. Terör ve savaşların içinde bunalıp gitgide tükenen dünyanın “mutlu bir oluş”a gerçekten de çok ihtiyacı var.
Hepimiz, “Cehalet Asrı”nı “Saadet Asrı”na çeviren yürek inkılâbını bekliyoruz! Ancak ondan sonra Sultan Dördüncü Murad kararlılığına ulaşabiliriz.
Bağdat Fâtihi Sultan Dördüncü Murad onbir yaşlarında iken padişah olup atalarının tahtına oturmuştu. Arkasında Genç Osman gailesi, önünde ise Yeniçeri Ocağı’nın serkeşlikleri vardı. Devleti ne padişah yönetiyordu, ne de “Padişah Naibi” sıfatını taşıyan annesi Mahpeyker Kösem Sultan. İpler fiilen yeniçeri generallerinin (Yeniçeri Ağaları) elinde idi.