Siyaset... ‘Doludizgin’
Sabah Gazetesi Yazarı Yavuz Donat'ın bugünkü (14.04.2022)''Siyaset... ‘Doludizgin’'' başlıklı yazısı.
Ramazan ayının manevi iklimine rağmen, siyasetteki gerilim hız kesmediğine göre... "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" misali... Siyasette, öfkenin önlenemez yükselişi süreci devam edecek demektir.
Tansiyon özellikle de muhalefet tarafından, bilerek ve isteyerek tırmandırıldığı için de... Bu saatten sonra, yüksek ateşin düşürülmesi zor... Hatta olanaksız.
Hani ne derler:
"Böyle gelmiş böyle gider."
Sandığa kadar siyasi çalkantının, elektrikli havanın süreceği kesin.
'Ne İmamoğlu ne de Yavaş'
Adil Gür... Araştırmacı... Sürekli anket yapıyor... Ancak sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmıyor. kamuoyu ile paylaşmıyor.
Önceki akşam konuştuk...
"Sonuçlar" üzerine.
1. En önemli sorun nedir? Yurdun her yerinden aynı yanıt: "Ekonomi."
2. Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayları ile ilgili soruya verilen ağırlıklı yanıt:
"Mansur Yavaş... Çok konuşmuyor... Kavga etmiyor... Kimseyle polemiğe girmiyor."
Adil Gür, araştırmadan bağımsız olarak, bir düşüncesini de söyledi:
- Gördüğüm kadarıyla Mansur Yavaş'ı da, Ekrem İmamoğlu'nu da aday yapmayacaklar.,
Muhalefetin 'gerilim' stratejisi
Muhalefet... Siyasetin ipini neden gerdi? Bu bir taktik... Şöyle ki:
Yerel seçim sonuçları... CHP'nin İstanbul ve Ankara'yı alışı... Özgüven getirdi.
Pandemi sürecinde duran üretim... Ekonomik sorunlar... Dövizdeki kur artışı... Muhalefeti, durumdan vazife, krizden oy çıkarmaya yöneltti.
Muhalefette, "Tayyip Bey olduğu sürece siyasette bize ekmek düşmez" düşüncesi güçlendi.
Erdoğan karşıtı siyaset dilinin, prim yapacağı anlaşıldı ve bu sonuca göre taktik geliştirildi.
Taktik... Slogan... Kampanya... "Erdoğan gitsin... Sonra ne olursa olsun... Yeter ki Erdoğan'ı gönderelim." Strateji bu olunca, siyasetteki tansiyon düşmez... Daha da yükselir... Göreceksiniz... Yükselecektir.