Çınarın Gölgesinde
Yukarıdaki başlığı 4 yıl önce Konya'daki Ahde Vefa Derneği ve Kayserimizin Yeni Ufuklar Derneklerinin ortaklaşa düzenlediği "Musafa Kafalı'ya Vefa Gecesi" ve günün anlamı ile ilgili hazırlanan "Kafalı Hoca...
Yukarıdaki başlığı 4 yıl önce Konya'daki Ahde Vefa Derneği ve Kayserimizin Yeni Ufuklar Derneklerinin ortaklaşa düzenlediği "Musafa Kafalı'ya Vefa Gecesi" ve günün anlamı ile ilgili hazırlanan "Kafalı Hoca Armağanı" adlı kitap için yazmıştım.
Daha 3-5 gün önce elini öpüp anılarından demetler dinlerken Sevgi Ablam ile göz göze geldik... Hocamın son günleri olduğunu biliyordum. Ama bir türlü kabullenemiyorum. Yetimiz, O'nu (Bugün) öğle namazından sonra 'Cumhuriyetin Payitahdı Ankara'da sonsuzluğa uğurlayacağız. Mekanı cennet olsun... Ulu Çınarın... Hocamın sağlığında kaleme aldığım yazının bir bölümünü paylaşalım.
"Atlıyı atından indiren yazıların" adamı Nihal Atsız'ın ölümsüz romanı Bozkurtları okuyup da kendisini Kür'şad'ın 40 çerisi arasında hissetmeyen genç ülkücü yoktur. Kimimiz Urungu, kimimiz Yüzbaşı Yağmur kimimiz de Yamtar olduk. Kür'şad'ın günün birinde çağırıp Çin Sarayını basmaya götüreceği kavganın hayalini kurduk. Bizim "Yitik Kuşak" Atsız'ın sağlıklı günlerine tanık olmasa da O'nun eğilmez, bükülmez mücadeleci kişiliğini örnek aldık. Mustafa Kemal Atatürk'ün tartışılmaz liderliğine rağmen şovalye ruhlu Enver Paşa'ya gizli gizli hayranlığımız gibi, Başbuğ Türkeş karizması altında Nihal Atsız'ı müstesna tutuşumuzun kaynağı Kafalı Hoca olmuştur.
Cumhuriyet tarihinin ilk "sivil direniş"i sayılan 1944 Milliyetçilik olaylarının gerçeğini, perde arkasını da Kafalı'dan öğrendik. Bir döneme mührünü vurup, Türkiye'de kuşaktan kuşağa Milliyetçi-Ülkücü-Türkçü gençlerin yetişmesini sağlayan Atsız'ın Maltepe'deki mütavazı evinin iki elin parmağını geçmeyen müdavimlerinden olan Mustafa Kafalı Türk tarihinin karanlık sayfaları ile Cumhuriyet değerlerimiz arasında gerçek anlamda bir "köprü"dür. Bugün inşası neredeyse imkansız olan bu köprünün kökleri çok derinlerde gömülmüş ayakları Balkanlar'daki Mostar Köprüsü, Erzurum'da Çifte Minareyi, Konya'da Karatay Medresesini, Boğaz Köprüsünün, Keban Barajının çimentosuyla yoğrulmuştur. Kafalı Hoca'nın anlatımlarıyla Orta Asya'nın steplerinde at üzerinde yolculuk yaparken, Tanrı Dağlarının zirvesine çıkarız. Darbe günlerinde satır aralarında yazdıklarıyla namluların gölgesindeki darağacına kafa tutarız. Kavga günlerinin kargaşasında çatmış gibi yapıp da şefkat ile süzdüğü bakışları kitapları koltuğumuzun altına sıkıştırıp okulun yolunu tutturur da biz bile fark edemeyiz.
Atsız'dan ve Kafalı'dan söz edip de "Atsız Armağanı" adlı muhteşem esere atıf yapmadan geçilmez. Nejdet Sancar Bey'in vefatından sonra Kafalı ve arkadaşlarının hazırlamaya başladığı "Atsız Armağanı" Atsız Bey'in 11 Aralık 1975'de uçmağa varışından sonra Ötüken tarafından 1976'da yayınlanabilmiştir. Yeni nesiller böyle bir kitabın varlığından bile haberdar olmayabilir. Atız Bey'in hayatı ve tarihi, ilmi makalelerin yer aldığı bu eser aynı zamanda Milliyetçi-Ülkücü Hoca'ların durumunu yansıttığı için ibret vesikasıdır.
Bütün dünyada sosyalist rüzgarlar eserken Türkiye'de var olma kavgasını yürüten Milliyetçilerin kimsesiz günlerinde bir avuç bilim adamını, bu gün olağanüstü zengin mirasa konanlar ard arda üç-beş ismi sayamazlar bile.