Efsane değil insanım...
Dünyanın önemli "endüstri"si haline gelen futbol yüz yıldır gençlerin hayallerini süsler. Daha ilk okulda 10 erkek çocuktan en az 8'i ileriki yıllarda büyük takımlarda oynamanın düşünü kurardı....
Dünyanın önemli "endüstri"si haline gelen futbol yüz yıldır gençlerin hayallerini süsler. Daha ilk okulda 10 erkek çocuktan en az 8'i ileriki yıllarda büyük takımlarda oynamanın düşünü kurardı. Çıta yükseldi artık Türk çocukları dünyanın dev takımlarına devasa transfer ücretleri ile gidiyorlar. Üstelik FETÖ'nün pazarlaması ile değil, alın terlerini akıtarak aldıkları ücreti de hak ediyorlar.
Başta futbol olmak üzere sporun dünya çapındaki yıldızlarının isimlerini çoğu genç ayakkabı-forma numarasına kadar ezbere bilir. Bir zamanların sıkı Galatasaray'lısı olarak 70-80'li yılların ilk onbirleri halen hafızamdadır. Sadece Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş değil, "sihirli kutu televizyon"un hayatımıza girmesi ile adeta nefes almadan izlediğimiz Dünya Kupalarının Brezilya, İspanya, Almanya, Hollanda, Arjantin, Rusya gibi takımlarının teknik direktörlerinden, yedek futbolcularına kadar bilir bizim kuşak. Bizden sonrakilerin hakkını da teslim edelim. Özellikle Serhan Asker'in...
Şimdi Halk Tv Genel Yayın Yönetmeni olan Serhan Asker'in televizyonda yaptığı "Muhteşem Hatıralar" programında dünyanın en önemli futbolcuları ile yaptığı röportajları takdir ile izlemiştim. Uzun yıllar TRT Spor Servisi ve Haber Dairesi'nde çalışmış, dünyanın 150'den fazla ülkesini gezmiş, uluslararası turnuvaları izleyip, nefes kesen röportajlara imza atmış bir isim, O'nu yıllar önce TRT'de CHP'nin Onursal Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ı takip eden muhabir olarak hatırlıyorum. Doğrusu TRT'de ve daha sonra Hürriyet'in spor servisindeki başarılarını bilmiyordum. Malumunuz Halk Tv'nin neredeyse kadrolu elemanıyım. En zor günlerinde omuz verdiğim için başta değerli dostum Fatih Ertürk olmak üzere Halk Tv'den gelen davetlere koşarak giderim. Her fırsatta yeni çıkan kitaplarımı hediye ederim. Serhan Asker'e de imzalayıp bıraktım. Bir hafta geçmeden "Zarif Adam Yavuz Selim Bey'e; münevver bir dünya umuduyla, saygı ile" diye 8 Haziran 2019 günü imzaladı. Türkiyemizin entelektüel hayatının bu genç isme gerçekten ihtiyacı olduğunu "Efsane Değil İnsanım" adını verdiği kitabın hemen her satırının altını çizerken karar verdim. Zira sadece futbolu değil, gezip gördüğü ülkelerin siyasal, sosyolojik, kültürel, psikolojik konumlarını da yansıtmış kitabına... Peru'yu, Moskova'yı, Madrit, İtalya, İspanya, Belçika ve bir çok ülkede yaptığı röportajları okurken o kentlerin ara sokaklarında, meydanlarında gezdiğinizi hissettiriyor size.
Futbol gerçekten sadece futbol değil. İyi futbolcu olmanın şartlarını da bu eserden okuyacaksınız. Edebiyat, müzik ve tarih bilincinin futboldaki başarıya yansıması şaşırtacak herkesi.
Dr. Socrates, Rossi, Maradona, Şifo, Rummenigge, Zolf, Belenof, Dasaev, Paneka, Bretner, Suker ve aklınıza gelebilecek efsane sporcuların profillerini yazmış. Eusebio'nun "Başıma bir şey gelir de tutunamazsam hayata, vasiyetimdir sana, "Efsane değil insanım" adını ver bu kitaba" sözlerine, hayatını öyküsünü ekleyince bazıları insan olmaktan da utanır. Kitap da sadece spor yok. Edebiyat, felsefe, tarih ve gezi... Lili Marlen şarkısının orijinali ve göz yaşartan öyküsüde var.
Dünyanın ünlü futbolcularından Seifo'nun "Futbol; birey yeteneklerin on bir kişiye ulaşan muhteşem gösterisidir... Siz o sahnede tek başınıza asla bir şey değilsiniz" sözlerinin altını çiziyorum. Serhan Asker'in şiir sevdasını da selamlıyorum.