İYİ'lerin Belediyecilik Andı...
"Sessiz çığlıkların sesi" olmak için yola çıkan "İYİ Hareketinin" başına gelmeyen kalmadı. Mensubu oldukları siyasi kuruluşun, demokratik kurallar içinde yönetimi için topladıkları imza...
"Sessiz çığlıkların sesi" olmak için yola çıkan "İYİ Hareketinin" başına gelmeyen kalmadı. Mensubu oldukları siyasi kuruluşun, demokratik kurallar içinde yönetimi için topladıkları imza yok sayıldı. Toplantılarında elektrikler kesildi. Yolları kamyonlarla kesildi. Taş yağmuruna, küfür, hakarete uğradılar. Evleri, iş yerleri kurşunlandı. Tehditler gırla gitti. Parti kurmak istediler "kuramazsınız!" denildi. Kurucu olmak isteyenlere şantaj yapıldı. Bina vermediler, teşkilat için kiracılıkları kabul edilmedi. Engelleri aşa aşa kurdular partilerini. Baskın seçimde "seçime giremezsiniz!" dediler, İyiler ile CHP'liler "Millet İttifakı"nı oluşturup girdiler seçime. Çocuk bile dokuz ayda doğuyor. İyiler 8 ayda, 5 milyon oy alıp parlamentoya girdi. Memleketin her yanına kumpas yayılmış. Utanmadan, uslanmadan "vekil borsası" kurdular. Bir kaç kişiyi transfer etseler de yel kayadan bir şey götürmedi. "İyi Maya" tutmuştu milletin zihninde. TBMM'de "İYİ Vekiller" gündemi belirleyip, soru önergeleri, kanun teklifleri ile vatandaşın sesi olunca telaşlandılar. İyi Belediyenin ayak sesleri geliyordu. Yoksulluğun, kayırmacılığın kaynağı konumuna gelen yerel yönetimlerde iyiyi arayanların yolunu kesmek için bu defa "dahili" operasyon planladılar. Ne de olsa ağacın kurdu içinde olur. Daha önceden görevlendirilmişlerin yanında satın alınanlarla beraber evrak sahtekârlığını seçtiler. Seçim evraklarını kurula geç gönderdiler ki Mersin'de İYİ Parti seçime girmesin! 4 dönem Tarsus, bir dönem Mersin Büyükşehir Belediyesi başkanlığı ile "Tecrübe çınarı" olan Burhanettin Kocamaz'ı yıkmanın formülünü aradılar... Pusu attılar kalleşçe...
***
Burhanettin Kocamaz ile ilgili olayın perde arkasını bir sonraki yazıya bırakıp dün Ankara'da yapılan tanıtım toplantısına dönmek istiyorum.
Meral Akşener'in grup konuşmalarını hazırlayan ekibi tebrik ediyorum. Akşener'in son konuşması, metin dışındakilerle beraber "Tarih, Sosyoloji, Siyaset Bilim, Edebiyat ve Ahlak Dersi" niteliğindeydi. Hele Cengiz Aytmatov'un ölümsüz eserine gönderme yapması Hayme Ana ve Mankurt... Ardından Atsız'ın "Bozkurt"larındaki Kürşad'ın 40 çerisi ile Çin sarayını basması. "Kurtkaya elini çöz!" repliği... Tarih öğretmeni olan Meral Akşener bu avantajını hitabetiyle bütünleştirince dinleyici mest oluyor.
Gerçek Türk Milliyetçiliğinin nasıl yapılacağının dersini de unutmayalım. Birileri cenazeye gitmeyi, taziyede bulunmayı yasaklarken, Akşener, Samsun'da Ozan Arif'in cenaze namazına katıldığı gibi, aday toplantısında da yad etmeyi ihmal etmedi. Ne de olsa ana... 20 Şubat, Fırat Çakıroğlu'nun şehadetinin yıl dönümü... 24 yaşındaki Fırat'ı anarken hıçkıran, gözyaşlarına hâkim olamayan ana oldu Akşener... Türk Milliyetçisi, ülkücülerin sesi oldu...Duygularının tercümanlığını yaptı.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, milletvekilleri göreve başlarken yemin ediyor da vatandaşın başta sağlığı olmak üzere hayat koşullarından sorumlu, vergilerden gelen büyük paraların harcama yetkisi olan belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin siyasi ahlaka göre yemin etmesi gerekiyordu. Yalandan yemin edenleri bir kenara bırakalım. Yemine tanıklık edenlerin günün birinde yemini hatırlatmasının altını çizelim.