Linç Raporu!
21 Nisan 2019 günü şehit cenazesi esnasında Çubuk'ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kameralar ve devlet protokolü önünde, polis ve askerlerin bulunduğu alanda "Linç" girişiminde bulunalı tam 6...
21 Nisan 2019 günü şehit cenazesi esnasında Çubuk'ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na kameralar ve devlet protokolü önünde, polis ve askerlerin bulunduğu alanda "Linç" girişiminde bulunalı tam 6 ay oluyor. Ve canım memleketimin bağımsız yargısı (!) henüz iddianameyi bile hazırlamış değil. Üstelik bu linç girişimi ilk değil.
Balık hafızalılar, Mars'a çift şeritli yol yapıldığına inananlar, Konya Organize Sanayi'nde uçak, elektrikli otomobil üretildiğine, NASA'daki uzay aracının civatasının söküldüğüne, Çanakkale'de yeşil sarıklıların savaştığına inananları bir kenara bırakırsak toplumun önemli kesimi Çubuk'taki linç girişiminin "organize işler" olduğunun farkında.
CHP Genel Merkezi bu konu ile ilgili "Araştırma Komisyonu" kurdu. Ne de olsa TBMM'de komisyon kurma teklifleri AKP ve MHP oyları ile reddedilmişti. Bir nevi kendi göbeğini kesmek yani. Başkanlığını Engin Özkoç'un yüklendiği komisyonda Tuncay Özkan, Yıldırım Kaya, Uğur Bayraktutan, Murat Emir, Rafet Zeybek ve İbrahim Özden Kabaoğlu gibi milletvekillerinin yanında Avukatlar Celal Çelik ve Umut Akdoğan'da yer almış. Büyük çoğunluğu hukukçu. Toplumsal olaylar konusunda tecrübeli. Nitekim kuyumcu titizliği, dedektif yöntemleri ve konunun uzmanlarının resmi ve adli raporları ile "Linç girişiminin belgesi ve belgeseli"ni yayınladılar. Geçtiğimiz akşam KRT, Tele1 ve Türkiyem Tv'nin ortak canlı yayınında enine boyuna tartıştık. Görüntüleri, faillerin işaretlendiği organizasyonu milyonlarla beraber seyrettik. Doğrusu tüylerim ürperdi. Söz konusu olay öncesi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun CHP'yi adeta hedef göstermesi de hatırlatıldı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "geçmiş olsun" dahi demeyişi, iktidarın gölge ortağı Bahçeli'nin "Ne işi vardı 2 bin oy aldığı Çubuk"ta deyişini de hatırlattık. Nereden bakarsanız ortada ciddi bir kışkırtma var!..
Gelelim konu başlıklarına Köy meydanına asılan Türk Bayrağı CHP'nin Çubuk İlçe Başkanlığı'ndan temin edilmiş. Şehidin cenaze töreni Çubuk İlçe Merkezi'nde öğle namazını mütakiben kılınacağı planlanmışken, son anda köyde ikindiye çekilmiş. Devlet protokolünde kimler yok ki MSB, MEB, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları, Vali, Emniyet Genel Müdürü, Jandarma Bölge Komutanı vs. ve doğal olarak bu protokolün korumaları... Provakasyon "Bay Kemal dışarı" sloganı ile başlıyor. "PKK istemiyoruz" ile devam ederken cenaze namazını kıldıran imam cemaati "Şehide saygı"ya davet ediyor. Namaz esnasında bile sloganlar ve tahrik sürüyor. Belli ki şehide son görev için namazını kılmayı değil lince gelmişler.
Bu satırların okuyucuları çok iyi bilir. Şehidin tabutu askerlerce omuzlara alınır ve top arabasına konulmak için protokol ardından yürür. Tesadüfün iğne deliğine bakın ki bakanların bulunduğu protokol tabutun ardından yürümüyor. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler görevlerini yapıyor. Ve bu sırada sağdan-soldan organize olanlar hedefi ortaya alıp tekme-tokat girişiyorlar. Kılıçdaroğlu'nun korumaları sağduyulu polis aracına bindirmek yerine güvenli bir yer arayıp o eve ulaşıyorlar. Evin etrafında taşlar, sopalar önceden hazırlanmış. Çığlık çığlığa "Yakın o evi" diye bağıranlar Madımak faciasını çağrıştırıyor. Emniyet Genel Müdürü saldırganlara "Bizi demi linç edeceksiniz?" diye çıkışırken, toplumsal olaylarda kolluk gücü olan polis ve jandarmanın havaya uyarı atışı yaptırması pek (!) yetkililerin aklına gelmiyor. Kamera kayıtlarında protokol dahil bir çok yetkilinin köy konağından olayı seyrettiği de var.
Derken Milli Savunma Bakanı, Hulusi Akar megafon ile "Artık tamam, tepkinizi gösterdiniz, dağılın" diyerek linç girişimini doğal tepki olarak yansıtıyor. Sayın Kılıçdaroğlu'na 1,5 saat kaldığı evden güvenle çıkması için polis şapkası ve parkası giymesi teklif ediliyor.