Seçmen davranışları...
Türkiye'de seçmenlerin yüzde 20'si farklı zamanlarda değişik tercihlerde bulunabiliyor. Seçim sonuçlarını değiştirebilecek sayıda bu kitlenin en önemli özelliği eğitim seviyesinin yüksek oluşudur....
Türkiye'de seçmenlerin yüzde 20'si farklı zamanlarda değişik tercihlerde bulunabiliyor. Seçim sonuçlarını değiştirebilecek sayıda bu kitlenin en önemli özelliği eğitim seviyesinin yüksek oluşudur. Farklı parti ve kişileri tercih edebilirken zaman zaman da sandığa gitmeyerek ya da geçersiz oy kullanarak bir nevi "sivil itaatsizlik-pasif direniş" metodu sergilerler... Bunun en bariz örneğini Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığında yaşadık. Seçime katılım yüzde 75'in altına düşmüştü. Bazı çevrelerin "sahilde şezlongda yatıp, sandığa gitmeyen laikçi kesim" dediği bu seçmen kitlesine çoğu zaman haksızlık yapılıyor. Oysa bu kitle günü geldiğinde trafiği felç ederek yüzlerce kilometre kat edip sandığa gitmiştir. Sağ eğilimli seçmen, tespitlerime itiraz edebilir. Fakat pasif direniş metodunu sergileyenlerin büyük çoğunluğu sosyal demokrat, Atatürkçü, Ulus-Devlet yapısından yanadır. Bu arada başta terör örgütü PKK olmak üzere radikal grupların "seçim boykotu"nu da yaşamıştır Türkiye... Dahası seçim sandığına gitmeyen vatandaşlar için 12 Eylül rejimi para cezası bile kesmiştir.
***
Söz konusu kitleyi yakından tanıyorum. Günlük hayatın içinde kahvede, minibüste, metroda karşılaşıp, sohbet ederiz. Başkent Ankara'daki tabloyu paylaşmak istiyorum. 2014 yılındaki yerel seçimler öncesinde CHP'den Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Mansur Yavaş'ın daha önce MHP'den adaylığı çok tartışılmıştı. CHP ve sol partilere oy veren seçmen, kampanyada Melih Gökçek'e karşı duruşunu takdir etmeye başladı. Yavaş'ın ülkücü kimliğinden ziyade "insani kimliği" ön plana çıkınca ipi göğüsleyeceği kanaati ile önemli bölümü sandığa gidip Yavaş'ı tercih etti. Seçmen iradesi ne yazık ki sandıkta gasp edildi. Devrin İçişleri Bakanı gece yarısı YSK'ya girdi. İl-ilçe seçim kurullarında ciddi olaylar yaşandı. CHP bazı bölgelerde sandıklara sahip çıkamadı. Örneğin Pursaklar'da bir tek sandık sorumlusu yoktu. Seçim Kurulu'nun iptal ettiği oyların peşine düşülmedi... Bu sonuç bazı kesimlerde "biz ne yapsak oyları çalıp sonucu değiştiriyorlar" umutsuzluğuna yol açtı. O tarihî seçimin sorgulanması, özeleştirisi ne yazık ki yapılmadı. Ankara'da ve Türkiye'de CHP seçmeninin önemli isimleri Mansur Yavaş'ı desteklediklerini açıkça beyan etmekten kaçındılar. Bazıları unutsa da arşiv affetmez! Ankara'da belediye başkanlığı yapmış, partide genel başkanlık dahil önemli görevlerde bulunmuş Murat Karayalçın gibi isimler meydanlara inmediği gibi olumsuz yorumlar yapmıştı. Karayalçın gibi bir çok ismi ekleyebiliriz. Oysa bugün durum farklı...
***
Mansur Yavaş'ın İYİ Parti'den mi, CHP'den mi aday olacağı tartışmaları sırasında ciddi yarılmalar yaşandı. CHP'de kazan kaldırmaya çalışan ciddi gruplar oluştu. Yavaş'ın "rozetsiz başkan" söylemi suistimal edilip, "parti kimliğini kabul etmiyor" yorumları yapıldı. Yıllardır yazıyor, her fırsatta tekrarlıyoruz. Siyaset ana bilim dalıdır hesap-kitap işidir. Sosyolojik araştırmaların sonuçlarına göre hedef tespit edilir. Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu riski göze alıp Ankara'yı Mansur Yavaş ile kazanabileceklerini anlayarak Parti Meclisi'ni ikna etti. Sarayda ve Balgat'ta ise Yavaş'ın ne İYİ Parti'den ne de CHP'den aday yapılmayacağına dair raporlar inceleniyordu. Sayın Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener bir araya gelip iktidar ve yavru ortağına gol atıp anlaştılar. Mansur Yavaş'ın aday yapılmayacağı konusunda kandırılan R. T. Erdoğan, Mehmet Özhaseki'yi ilan ederek ön almayı amaçlamıştı. Mansur Yavaş'ta Millet birleşince şimdi çok öfkeli olduğu biliniyor.
CHP seçmeni daha önceki seçimde olduğu gibi yine tepki gösterdiyse de kısa sürede dindi ve Mansur Yavaş ile sonuç alınacağına inanıyor. Geçtiğimiz gün yaptığım görüşmelerde CHP seçmeninin yüzde 98'i Yavaş'ı kabullenmiş. Bu defa parti içindeki muhalif gruplar da sahaya inip Yavaş'a oy isteyecek. İlkini Muharrem İnce yaptı. Önümüzdeki günlerde Murat Karayalçın dahil partinin eski-yeni ağır topları destek açıklamalarını gösterip, kamuoyu önüne çıkacaklar. İstanbul'da Ekrem İmamoğlu, eski başkanlardan Bedrettin Dalan, Ali Müfit Gürtuna, Nurettin Sözen, Kadir Topbaş'ı ziyaret ederek kampanyayı doğru başlattı...